PKK Terör Örgütü, İç ve Dış Destekçileri ile Son Gara Katliamı

 

                                                      İzzettin Çopur

 (E) Albay

                                                             Araştırmacı-Yazar

 

 

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ VE ABDULLAH ÖCALAN İLE TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK AMACIYLA YURT İÇİ VE YURT DIŞINDAKİ YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARI VE SON OLARAK KUZEY IRAK GARA’DA KATLEDİLEN 13 ASKER, POLİS VE SİVİL VATANDAŞLARIMIZ

 PKK TERÖR ÖRGÜTÜ VE ABDULLAH ÖCALAN İLE TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK AMACIYLA YURT DIŞINDAKİ YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARI

Türkiye Atatürk’ün mirasını reddetmelidir

   ABD’nin gizli ajanı CIA görevlisi Samuel P. Huntington yayınladığı “Medeniyetler çatışması” adlı kitabında; (1988)

   “…Türkiye, Atatürk mirasını bilinçli bir şekilde reddedip kendisini İslam’ın bir lideri olarak yeniden tanımlamadığı sürece sorunlarını çözemeyecektir. İslam’a liderlik etme vasfını kazanabilmek için Atatürk’ün mirasını, reddetmek gerekecektir.” [1]  İfadelerini kullanmıştır.

 

Eski ABD CIA görevlisi Samuel P. Huntington (1927-2008)

 Kemalizm’in sonuna gelinmiştir

      ABD’nin CIA Ortadoğu Masası eski şefi Graham Fuller; (26 Şubat 1990 ve 1998)

    “… Kemalizm’in sonuna gelindi! Bu iyi oldu Dünyadaki tüm liderler gibi Atatürk’ün de fikirleri de ölecektir. Türkiye artık ulusal kimliğini, yörüngesini, dünyadaki rolünü, hatta İslam’ım günlük yaşamdaki yerini yeniden düşünmelidir.” [2]  Demiştir.

 

Graham E. Fuller

Türkiye Ilımlı İslamla bütünleşmelidir

      1997’de ABD CIA görevlisi Paul Henze’de [3]
      “… Atatürkçülük öldü! Nakşiler, Nurcular ilericidir! Türkiye Ilımlı İslamla bütünleşmelidir. ” şeklinde ifade etmiştir.

 

ABD CIA görevlisi Paul Henze

Abdullah Öcalan’ın [4] kalbimde çok özel bir yeri var

     Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın eşi Daniella Mitterrand, terörist başı Abdullah Öcalan ve PKK ile ilgili yaptığı konuşmada; (29 Kasım 1998)

    “… Bütün Kürtler kalbimde Abdullah Öcalan’ın ise kalbimde çok özel bir yeri var. Yıllardır onlar için mücadele ediyorum. Kürtler François’nın cumhurbaşkanı olduğu dönemden bu yana, yaşamımda önemli bir yer tutuyor. Bunun için de artık korkmuyorum ve ulus olarak var olma haklarını savunmaktan çekinmiyorum.” [5] Diyebilmiştir.   

     

   François Mitterrand             Daniella Mitterrand

 

Abdullah Öcalan'ın yakalanışı

 Türk askerinin başına çuval geçirilmiştir

  1 Mart 2003 teskeresi (Amerika’nın askerlerinin Güney Anadolu’ya yerleşmesi ve iskânı)TBMM’ce reddedilmesinden sonra… 4 Temmuz 2003 günü 150 civarında Amerikalı askerlerin, Peşmerge ve Celal Talabani’nin [6] oğlu Bafel (Pavel) Talabani ile birlikte Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentindeki Türk Özel Kuvvetleri Bürosuna yaptıkları silahlı baskınla 11 Türk askerinin (3 subay, 8 astsubay) başına çuval geçirip kelepçe takarak esir alınmış ve Bağdat’a götürülmüştür. (4 Temmuz 2003)

      Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, esir alınan Türk askerleri ile ilgili olarak “Mukavemet etmesinler” [7] demiştir.

      Gazetecilerin, “ABD’ye nota verecek misiniz? Sorusuna ise, zamanın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan;

    “… Biz bakkal dükkânı idare etmiyoruz, devlet idare ediyoruz, devlet. Kalkıp ta ‘nota verecek misiniz?’ diyorlar, ‘ne notası vereceksiniz? Müzik notası mı? ” [8] demiştir.

     Zamanın önce Dışişleri Bakanı ve sonradan da T.C. Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül ise Türk askerinin başına çuval geçiren Amerika’yı kastederek bu konuda yaptığı açıklamada;

      “… Büyük devletler özür dilemez.” demiştir.

  

Ortadoğu’da 22 devletin haritası değişecek. Türkiye’de buna dâhil

     Eski ABD Başkanı Bush döneminin en derin Dışişleri Bakanlarından Condoleezza Rice’nin, [9] 7 Ağustos 2003 tarihinde The Washington Post gazetesinde yayınlanan “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek, buna Türkiye’de dâhil” başlıklı makalesinde özetle; (7 Ağustos 2003)

    “… ABD bu proje ile kendisine rakip olabilecek muhtemel bir gücün oluşmasını engellemeye çalışacaktır. Ortadoğu gibi son derece önemli, enerji ve petrol alanı zengini bir bölgeyi denetim altına alması zorunludur. İsrail’in güvenliği güçlendirilecektir. Fas’tan Basra Körfezine (Suriye, Irak, Cezayir, Tunus, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan gibi) kadar Ortadoğu’da yer alan Türkiye’de dâhil 22 ülkenin rejimleri, sınır ve haritaları değişecektir. 

     Bugün, Amerika ve müttefikleri kendilerini dünyanın bir başka yerinden uzun soluklu değişimlerinden bir tanesine hazırlamalıdır. Ortadoğu. 22 ülkeden oluşan ve toplamda 300 milyonluk bir nüfusa sahip olan Ortadoğu, 40 milyon nüfuzlu İspanya’dan daha düşük bir toplam gayrisafi yurt içi hasılaya sahiptir. Bu bölge, Arap aydınlarının politik ve ekonomik bir ‘özgürlük açığı (eksikliği)’ diye adlandırdığı şeyler dolaysıyla geri kalmaktadır.

       Onlarca yıldır devam eden umutsuzluk duygusu, insanlara üniversitelerini, kariyerlerini ve ailelerini dahi bir kenara bıraktıracak nefret ideolojileri için verimli bir temel oluşturmakta ve bunların yerine kendilerini patlatmayı tercih ettirmektedir. Beraberinde olabildiğince çok fazla masum canı da götürecek. Tüm bu faktörler, bölgenin istikrarsızlığı için ana sebepler olmakla birlikte, Amerika’nın güvenliğine de sürekli bir tehdit oluşturmaktadır. Bizim işimiz, Ortadoğu’da daha ileri demokrasi, hoşgörü, refah ve özgürlük arayanlarladır.” [10] Demiştir.  

          

ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice

Kürdistan haritası

      Pentagon’da görevli ABD’li bir Albay’ın, Roma’da ki NATO Savunma Kolejinde, Ortadoğu’daki son gelişmeler konusunda verdiği brifingde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun bir bölümünde 18 ilimizi kapsayan ve “Kürdistan” olarak gösteren bölünmüş Türkiye haritasını göstermiştir. (Eylül 2006)

      Brifing te bulunan Türk Subayları ise salonu terk edip durumu Ankara’ya bildirmişlerdir. Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt ise ABD Genelkurmay Başkanı Org. Pace’i arayarak olayı protesto etmiştir. [11] Aynı harita, daha önce ABD Silahlı Kuvvetleri Dergisinde yayınlamıştı.

 

Amerikalı Albay’ın Brifinge gösterdiği harita

 PKK’ya af çıkarılmalıdır

      Merkezi ABD New York vilayetinde bulunan CFR’nin Dış İlişkileri Konseyi analisti Henri Barkey, hazırladığı ve Şubat 2009’da ABD Başkanı Barack Obama’ya sunduğu raporda;

     “… Türkiye’nin PKK’lılara soruşturmaya uğrama kaygısı olmadan Türkiye’ye dönmelerini ya da Kuzey Irak’ta kalmalarını sağlayacak şekilde af çıkarılmalı ve Silah bırakan PKK’lıların gelecekleri garanti edilmelidir.” [12] Şeklinde ifade etmesi,  

 

Henri Barkey

ABD-YPG ortaklığı IŞİD’den sonra devam edecek.

      PKK’nın Suriye kolu YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SGD) Sözcüsü Kani Gabriel, yaptığı açıklamada; (20 Kasım 2018)

     “… ABD-YPG ortaklığı IŞİD’den sonra devam edecek. Biz IŞİD terörüne karşı savaşıyoruz. Ortak hareket ediyoruz. Projemiz ve programımız IŞİD’in Suriye’de bitirilişidir. Başka teröristleri ortaya çıkmaması için de mücadele edeceğiz. Bizim IŞİD’den sonrası dönemler için koalisyonla (ABD) bir anlaşmamız vardır. Kentlerin yeniden yapılanması ve sivil meclislerin oluşturulması için aramızda anlaşmalar vardır.” [13] Demiştir.  

 

Suriye Demokratik Güçleri’nin (SGD) Sözcüsü Kani Gabriel solda

 Türkler, Kürtleri katlediyor mu?

     Amerikan haber kanalı ve internet sitesi Newsmax’e konuşan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Suriye’de konuşlanan PKK/YPG ile ilgili yaptığı açıklamada; (4 Ocak 2019)

     “…Türklerin Kürtleri katletmesini önlemenin ve Suriye’deki dini azınlıkların korunması, hala ABD’nin görevlerinin bir parçasıdır.” [14]  Demiştir.

 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo

 Eğer Türkiye, Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz.

       ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada;

     “… Eğer Türkiye Kürtleri vurursa, Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz. 20 millik (32 km) güvenli bölge kuracağız. Aynı zamanda Kürtlerin Türkiye’yi provoke etmesini istemiyorum.” [15] Demiştir.  (14 Ocak 2019)

 

ABD Başkanı Donald Trump

 ABD, terör örgütü PKK/YPG’ye silah, mühimmat ve askeri malzeme göndermeye devam ediyor

     Türkiye üretim ortağı olmasına rağmen, F-35 savaş uçaklarının teslimatını askıya alan ABD, terör örgütü PKK/YPG’ye silah, mühimmat ve askeri malzeme göndermeye devam ediyor. (1 Nisan 2019)

 

ABD’den Suriye’de ki PKK/YPG’ye yeni sevkiyat

      Bugüne kadar Suriye’nin kuzeyini işgal eden terör örgütüne yaklaşık 25 bin TIR dolusu silah, mühimmat ve askeri malzeme gönderen ABD, 1 Nisan 2019 günü yeni bir sevkiyat yaptı. Kapalı kasalar, tankerler ve dört çeker araçlar taşıyan 100 TIR’lık konvoy, gece geç saatlerde Kuzey Irak’tan Suriye’ye geçiş yaptı. [16]

  Fransa’dan da PKK/YPG’ye destek

      Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bölücü terör örgütü PKK/YPG arasındaki görüşme, Başkent Paris’teki Elysee Sarayında gerçekleşti. Makron, Suriye’de IŞİD ile mücadele bahanesiyle, Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG heyetine, Fransa’nın verdiği desteğin, bundan sonra da sürdüreceklerinin güvencesini verdi. (19 Nisan 2019) Makron, 2015 yılından beri Terör örgütü PKK/YPG ile doğrudan görüşmelerini ve desteğini sürdürmüştür. [17]

 

Fransa Cumhurbaşkanı Macron

 ABD’nin ikiyüzlülüğü

       ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, 22 Temmuz 2019 günü Ankara’da temaslarda bulunurken, ABD’nin Suriye bölgesinde ki en üst düzey askeri yetkilisi olan Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) General Kenneth Mckenzie ise Suriye’de bölücü terör örgütü PKK/YPG’nin elebaşlarından “Mazlum Kobani” kod adlı Şahin Cilo [18] ile bir araya gelmiştir. [19]

  

       ABD’li Orgeneral Kenneth F. McKenzie, 10 Temmuz 2020 günü Suriye’de bölücü terör örgütü PKK/YPG’nin işgal ettiği bölgeye ziyaret etmiştir. Amerikalı general, burada terör örgütünün elebaşısı olan “Mazlum Abdi / Mazlum Kobani” adıyla bilinen Ferhat Abdi Şahin ile bir araya gelmiştir. McKenzie, yukarıda olduğu gibi daha önce de terörist Şahin ile görüşmeler gerçekleştirmişti. [20]

 ABD yanında, PKK/YPG önemli bir yerel ortak

    Türkiye’nin   Suriye’nin kuzeyinde ve Fırat Nehri’nin doğusunda bulunan terör örgütü PKK güçlerine düzenleyeceği Barış Pınarı (Barış Koridoru) operasyonu ile ilgili olarak ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey yaptığı açıklamada (1 Ağustos 2019);

    “… Türkiye, sınırında sadece kendi güçlerinden oluşan bir plan istiyor. Bizimle birlikte savaşanların (PKK/YPG) zarar görmemesi, herhangi bir tarafın saldırısına hedef olmaması konusunda taahhüdümüz sürüyor. Başkan (Trump) da bunu açıkça söyledi. Bir taraf (PKK/YPG) önemli bir yerel ortak, diğer taraf da (Türkiye) NATO müttefiki.” [21] Diyerek Ankara’ya PKK’nın ABD koruması altında olduğu mesajını vermiştir.    

James Jeffrey

ABD, Suriye’de PKK/YPG’den düzenli ordu kuruyor.

      Türk Kuvvetleri Fırat doğusuna harekât emri beklerken, Suriye’nin Deyrizor bölgesinde,  silahlı 100 binden fazla PKK/YPG hainlerine binlerce TIR dolusu silah gönderen ABD, şimdi de bu hainlerden kendi korumasında bir ordu kuruyor. Amerikalı askerler tarafından kamplarda sözde düzenli ordu eğitimi verilen teröristler arasında çok sayıda silahlı kadın da bulunuyor. [22] (14 Ağustos 2019)

  

 ABD Başkanı Trump’tan tehdit ve küstahlık

      ABD Başkanı Trump, Suriye’den çekilme zamanının geldiğini belirtti. (ancak çekilmediği ortada) Bu konuda yaptığı açıklamada özetle;(7 Ekim 2019)

       “… Kürtler (PKK/YPG terör örgütleri demeye dili varmıyor),  bizimle savaştı ancak bunu yapmaları için onlara çok para ve teçhizat verildi. Yıllardır Türkiye’ye karşı savaşıyorlar. Bu savaşı üç yıldır engelledim. Bizler 11 bin kilometre ötedeyiz ve bize yaklaşırlarsa IŞİD’i yeniden ezeriz.

       Daha önceden de belirttiğim gibi ve sadece yinelemek gerekirse, Türkiye benim yaptığım her şeyi, benim büyük ve eşsiz bilgeliğimin sınırlarını aşmayı düşünürse, Türkiye ekonomisini tamamen imha edip yok edeceğim. Daha önce yaptım.” Diyebilmiştir…

   Trump’ın akıl hocası olarak bilinen, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısı sırasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile özel bir görüşme yapan Cumhuriyet Senatör Lindsey Graham da, yaptığı konuşmada;

    “… Türkiye’nin Suriye’yi işgal etmesi durumunda, yaptırımlar sunacağız. IŞİD’i yok etmek konusunda ABD’ye yardım eden Kürt kuvvetlerine (PKK/YPG) saldırırsa, Türkiye’nin NATO üyeliğinin askıya alınması çağrısında bulunacağız.” Diye tehdit etmiş ve küstahlık yapmıştır. [23]

 

Cumhuriyet Senatör Lindsey Graham

 ABD Başkanı Donald Trump’ın terbiyesizliği

     ABD Başkanı Donald Trump 9 Ekim 2019’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup göndermiş ve Erdoğan’a hitaben;

    “… Sen binlerce kişinin katledilmesinden, ben de Türk ekonomisinin yok edilmesinden sorumlu olmak istemem. Sert bir adam olma. Aptal olma. Seni daha sonra arayacağım.” [24] İfadelerini kullanmıştır.

     Sovyet Rusya ise operasyona karşı çıkmamış ancak operasyonun zaman ve süre bakımından sınırlı olması gerektiği hususunda mesajlar vermiştir.

      ABD Başkanı Donald Trump da, PKK/YPG’li terörist Mazlum Kobani’ye seslenerek;

      “… Nazik sözleriniz ve cesaretiniz için teşekkürler General Mazlum. Lütfen Kürt halkına en içten saygılarımı iletin. Yakında seni görmek için sabırsızlanıyorum.” [25] (23 Ekim 2019) Diyebilmiştir.  

 Petrolü emniyete altına aldık

      ABD Başkanı Trump, 23 Ekim 2019’da Suriye’deki ABD tarafından ele geçirilen petrol sahaları ile ilgili olarak yaptığı açıklamada ise;

       “… Petrolü emniyete altına aldık. Petrolün bulunduğu sahada küçük bir ABD askeri gücü tutacağız. Petrolü koruyacağız ve bununla ilgili ne yapacağımızı gelecekte karar vereceğiz.” [26] Diye konuşmuştur.

 Fransa’dan kınama, Beyaz Saray’dan tehdit

      Fransa Meclisi, 121 “evet” oyuyla Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü Barış Pınarı Harekâtı’nı (9 Ekim-25 Ekim 2019) kınayan karar tasarısını kabul ederken, ABD’den de yaptırım tehdidi geldi. Fransa Meclisi, PKK’nın Suriye uzantısı olan YPG’ye desteğini yeniledi. [27]   (1 Kasım 2019)

    14 Mayıs 2017 tarihinde göreve getirilen Fransa’nın mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Nisan 2019’da PKK/YPG’li teröristleri SDG (Suriye Demokratik Güçleri) adı altında Elysee Sarayı’nda kabul ederek örgüte desteğini üst düzeye çıkardı. 

    9 Ekim - 25 Kasım 2019’daki Barış Pınarı Harekâtı sonrası Fransız parlamentosu, YPG/PKK’ya desteğini yineleyerek bölücü örgütün yanında olduğunu bir kere daha göstermiştir. [28]

 

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron

Kuzeyden (Türkiye) gelen içi boş açıklamalar

       Halep kentinin, Rus Hava Kuvvetlerince desteklenen Suriye rejimi tarafından ilk kez kontrolünün ele geçirilmesi ve İdlib’deki gelişmelerle ilgili olarak, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, Suriye Devlet televizyonuna yaptığı konuşmada özetle (17 Şubat 2020); 

     “…Halep ve İdlib’in kurtuluş mücadelesi kuzeyden gelen (Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yukarıdaki açıklamalarını kastettiği anlaşılmaktadır)  içi boş açıklamalara rağmen mücadelemiz devam edecektir. Bu kurtarmanın, savaşın, komploların ve terörün bittiği anlamına gelmediğinin farkındayız, ama gelecek olan asıl zafer öncesi, onlara büyük bir darbe indirdik. Kontrolümüzün dışındaki tüm Suriye toprakları geri alınacaktır.”  Demiştir.[29]

 

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad

 Rus ve Suriye savaş uçaklarının saldırısı ve 34 şehit 

      26 -27 Şubat 2020 günleri, Ankara’da Rusya lideri Vladimir Putin’in Suriye temsilcisi Aleksandr Lavrentiev ile Dışişleri Balkan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal arasında ki görüşmelerin sürdüğü 27 Şubat 2020 günü akşam saatlerine doğru M-4 otoyolunun 6 kilometre,  İdlib’den ise yaklaşık 10 km kadar güneyindeki Balyun bölgesi civarında… İdlib’de daha güneydeki bir gözlem noktasını takviye etmek üzere yol almakta olan bir Mekanize Piyade Tabur’u, (400-500 personel)  Türk askeri konvoyu Rus ve Suriye savaş uçaklarının hava saldırısına uğramıştır. Konvoydaki askerlerimiz saldırı üzerine araçlarından inerek civarlardaki binalarda savunma düzenine geçmişler ancak hava saldırısı bu defa askerlerimizin savunma düzeni aldıkları binalara yönelmişti. 5 saat süren saldırıda 34 Türk askeri şehit olmuştur. [30] (27 Şubat 2020)

 

 PKK/YPG’ye yüz milyonlarca dolar destek sağladık

       Alman medya yayın kuruluşu Deutsche Welle’nin haberine göre ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi, Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey; bölücü terör örgütü PKK/YPG ye verdikleri destek ve terör örgütünün ABD arasındaki petrol anlaşması ve Ankara’nın “terörizmin finansmanı” olarak suçlaması ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; (19 Ağustos 2020)

    “… Bu petrol sahalarını yıllardır, özerk yönetim işletiyor. Ekonomilerin önemli bir kaynağı. Biz ve diğer koalisyon üyeleri,  onlara (PKK/YPG) yüz milyonlarca dolar destek sağladık. İstikrar ve IŞİD’le savaş sürdükçe, ekonomik açıdan iyi olmalarını isteriz.” [31] Demiştir. 

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey

 PKK/YPG’li teröristler, Rusya’da ağırlandı

        Rusya, Suriye’nin kuzeydoğusunu ABD’nin desteği ile işgal eden bölücü terör örgütü PKK/YPG’nin siyasi uzantılarından oluşan ve başkanlığını Suriye Demokratik Konseyi’nin terörist elebaşı ilham Ahmed’in yaptığı bir heyeti, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından Moskova’da ağırladı. [32]  (31 Ağustos 2020)

Ortadaki bayan ilham Ahmed, solundaki Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov

 Barzani’nin menfur emelleri

     Ortadoğu’ya özel ilgi gösteren Katoliklerin lideri Papa Françesko’nun, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni (IKBY) tarihte ilk kez ziyareti sırasında Mesut Barzani hükümeti, bir skandala imza atarak Papa’nın ziyareti için bastırılan puldaki haritada, Papa Francis’in siluetinin arkasında, Sivas’tan Kars’a, Hatay’dan Hakkâri’ye kadar olan bölge “Kürdistan toprağı” olarak gösterildi. Sözde “Kürdistan” haritasında Suriye, İran ve Irak topraklarından bölümler bulunuyor.  (10 Mart 2021) 

 

Papa Françesko’nun Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesut Barzani’yi ziyareti

 

      Anı pulunda yer alan bölgenin aynısı daha önce Büyük Ortadoğu (BOP) kapsamında ABD’nin Irak’ı işgal ettiği yıllarda (20 Mart 2003) ABD tarafından gündeme getirilen harita ile benzer özellikler taşımaktadır. [33]

     Ayrıca, Barzani ailesine ait Rudaw isimli yayın kuruluşu da her gün hava durumu bültenlerinde Türkiye’ye ait kentleri de kendi sınırlarında göstermeyi sürdürmektedir. 

 

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Mesud Barzani

 

      Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Mesud Barzani, Başbakan Erdoğan’ın onur konuğu olarak, 1 Ekim 2012 tarihinde yapılan AKP 4. Olağan Büyük Parti Kongresinde kürsüye çıktığı sırada, “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganıyla ayakta alkışlanmıştır.[34]

      Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, çeşitli temaslarda bulunmak üzere İstanbul’a geldi. (26 Şubat 2017)  Barzani, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul’daki Mabeyn Köşkü’nde 1 saatlik bir görüşme yaptı. Görüşme basına kapalı gerçekleştirildi. Barzani’nin ziyareti sebebiyle, İstanbul Atatürk ve Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ilk defa Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağı asılmıştı. [35]

 Suriye’de PKK/YPG “müttefik”, Türkiye ise işgalci

     Avrupa Parlamentosu (AP) [36] 11 Mart 2021 günü Suriye konulu tasarı da, bölücü terör örgütü PKK/YPG “müttefik”  sayıldı. Tasarıda örgütün adı yerine, PKK/YPG’nin omurgasını oluşturduğu paravan yapılanma “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG) nin ismi kullanıldı. “SDG’nin bir müttefik olarak İŞİD ile mücadeleye ciddi katkı yaptığı savunuldu. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesini istedi. Ayrıca Türkiye’nin Suriye’de, Orta Doğu’da, Doğu Akdeniz’de barışı tehlike’ye attığı iddia edildi. [37] (11 Mart 2021)

 

Avrupa Parlamentosu (AP)

 ABD terör örgütü PKK/YPG’ye helikopter eğitimi veriyor

       ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri, Suriye’de konuşlu terör örgütü PKK/YPG militanlarına helikopter (Apachi) eğitimi veriyor. ABD liderliğinde, IŞİD (DEAŞ) ile mücadele bahanesiyle omurgasını terör örgütü PKK’nin Suriye uzantısı PYD’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçlerine desteğini sürdürüyor. [38]  (28 Mart 2021) 

 

Teröristlere helikopter eğitimi veren Amerikan askerleri

 PKK TERÖR ÖRGÜTÜ VE ABDULLAH ÖCALAN İLE TÜRKİYE’Yİ BÖLMEK AMACIYLA YURT İÇİNDEKİ YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARI

 Terörist başına “sayın”, şehitlerimize “kelle”

       Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 14 Ocak 2000 tarihinde Avusturalya’da katıldığı bir radyo programında;

     “…Sayın Öcalan düşüncelerinden değil, şu anda aldığı kellelerin hesabını veriyor.” [39] Demiştir. Bu suretle Sn. Başbakan, terörist başı Abdullah Öcalan’a “sayın”, şehitlerimize de “kelle” demek ihtiyatsızlığında bulunmuştur.

     Yargıtay 3. Hukuk Dairesi de şehitlerden “kelle” olarak söz eden Başbakan Erdoğan hakkında verilen “3 kuruşluk” tazminat davasını onaylamıştır.

 Habur rezaleti

     Terörist başı çocuk katili Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla Irak’taki Kandil Dağı ve Mahmur Kampı’ndan gelen, DTP’lilerin (Demokratik Toplum Partisi) “Barış Grubu” olarak nitelediği 8’i Kandil’den, 26’sı Mahmur’dan gelen toplam 34 PKK’lı terör örgütü mensubu,  Şırnak’ın Silopi İlçesi yakınlarındaki Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye tarafına geçmiştir. [40] (19 Ekim 2009)  PKK’lı terörist grup daha sonra Cizre-Nusaybin- Mardin üzerinden Diyarbakır’a intikal etmiş, aynı şekilde karşılanmıştır.

       PKK’lı teröristlerin Habur Sınır Kapısından Türkiye’ye girişleri sırasına Ekim 2009 ayında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,  Başbakanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay idi.

                 

      DTP milletvekili Sırrı Sakık, İbrahim Binici, Pervin Buldan, Gülten Kışanak, Sebahat Tuncel ile ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras ve bazı sivil toplum kuruluşların temsilcileri de Habur Sınır Kapısı’na gelmiştir.

      Aralarında Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, Şırnak milletvekili Hasip Kaplan, Sevahir Bayındır ve Batman Milletvekili Ayla Akat’ın da bulunduğu bir grup milletvekili ile belediye başkanı da Silopi ilçesine gelmiştir. [41]

      PKK’lı teröristler, Habur  Sınır Kapısında on binlerce kişi tarafından karşılandı. Teröristlerin adeta zafer kazanmış askerler gibi karşılanması Türk toplumunda büyük üzüntü yarattı. Dahası, getirilen bu teröristler, güvenlik gerekçe gösterilerek Habur Sınır Kapısında kurulan mahkemede (kamuoyu, bu mahkemeye çadır mahkemesi olarak değerlendirdi.) “pişmanız” dememelerine, “Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmayacaklarını” söylemelerine rağmen tamamı serbest bırakılmışlardır.

 

Habur Sınır Kapısından Türk topraklarına geçen PKK’lı teröristleri, DTP otobüsü ile Türk topraklarında karşılayanlar

                  PKK ile görüşen hükümet değil, devlet

         Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri mitinginde, (21 Ağustos 2010)

      “… Bugüne kadar AK Parti olarak terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, oturmayacağız da. Eğer bu iddianızı ispatlamazsanız müfterisiniz, daha ileri bir ifade kullanmıyorum, çünkü terbiyem buna müsaade etmez.” AKP hiçbir terör örgütüyle (PKK) görüşmez, masaya oturmaz, müzakere yapmaz. Aksini söyleyen şerefsizdir.” [42] Şeklinde açıklama yapmıştır. Ancak AKP Hükümeti yetkilileri ve PKK terör örgütü temsilcileri ile Oslo ve Dolmabahçe görüşmelerinin de bulunmuşlardır.

PKK’ya katılanlar benim canım ciğerim

        AKP Diyarbakır eski Milletvekili Cuma İçten, PKK ile ilgili yaptığı açıklamada özetle; (16 Nisan 2012)

       “…Irak’ta bir Kürdistan’ın kurulması Türkiye için ne bir tehdit edici bir şeydir, ne Türkiye bundan rahatsız olmalı. Tam tersine Türkiye bence bunu desteklemesi gerekir. Akrabalarımdan dağda olanlar var. Dağda olan çocuklar bizim çocuklarımız. PKK’ya katılanlar çocuklar benim canım ciğerim.” [43] Diyebilmiştir.  

AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten

Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istemek meşru, hem de yasaldır

      BDP (Barış Demokrasi Partisi) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisi ile birlikte Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından Diyarbakır’da 14 Temmuz (2012) düzenlemek istedikleri mitingin valilik (Diyarbakır) tarafından yasaklanmasına tepki olarak yaptığı konuşmada özetle; (9 Temmuz 2012)

      “… Sayın Öcalan’ın (kanlı terör örgütü PKK’nın elebaşısı Abdullah Öcalan)  özgürlüğünü istemek meşru, hem de yasaldır. Bundan sonra halkımız çok daha kararlı bir duruşla Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü savunacaktır. Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşuncaya kadar asla tek bir adım geri atmayacağız. Bir siyasi çözüm arayışının Öcalan’dan bağımsız olması nafiledir.13 yıldan bu yana bir beton hücrede, bir halk önderine işkence uygulamak suçtur, ahlaksızlıktır. Devlet ahlaksızca davranmaktadır.” [44] Diyebilmiştir. 

 

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcı Siirt Milletvekili Gülten Kışanak ve Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk ile birlikte

 Abdullah Öcalan’ın liderlik konumu, devlet için bir şanstır

      Eski AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Taraf gazetesi yazarı Neşe Düzel ile yaptığı PKK ile ilgili röportajında (1 Ekim 2012);

    “…Abdullah Öcalan, şu anda en güçlü konumda. Kürtler, artık anadilde eğitim hakkının tanınması ve kimlik, eşitlik, hak ve özgürlüklerin Anayasa’da teminat altına alınması, gibi net şeyler duymak istiyor.

     İç barışın olmazsa ilk koşulu silah bırakmak değil, güvendir! Kürtler ve Türkler ikna edilmeli. Türkiye eğer dünyada ve Ortadoğu’da bir aktör olacaksa bölünmekten korkmamalı ve büyüme hesapları yapmalı. Abdullah Öcalan’ın PKK üzerindeki hâkimiyeti, gücü ve sembolleşen liderlik konumu devlet için bir şanstır.

      PKK seçime girsin ve seçilsin. Seçilerek gelsin. Silahıyla başımıza gelmesin. Yoksa Kürt halkı için 80 yıllık silahlı vesayet biter ama bu kez de PKK’yle yeni bir baskıcı ve silahlı vesayet dönemi başlar.” [45] Demiştir.

  

Eski AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu

 Öcalan’ın yaklaşımında geçmişe nazaran pozitif fark var

    AKP Hükümetinin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, CNN Türk’te Taha Akyol’un sunduğu Eğrisi Doğrusu programında Abdullah Öcalan ve İmralı sureciyle ilgili yaptığı konuşmada özetle; (26 Ocak 2013)

     “…Bir devlet düşünün ki 80 yıldır sorun tanımlıyor ve reçeteler işe yaramıyor. Netice almamış yöntemi devlet tekrar eder mi?  Öcalan (çocuk katili, PKK’nın elebaşısı, ABD gibi emperyalist devletlerin uşağı, Türkiye’nin başına bela olan Abdullah Öcalan)  bölgenin ve Türkiye’nin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor. Geçmişteki yaklaşımıyla şimdiki arasında pozitif fark var. O yüzden tekrar bu süreç başladı.” [46] Diyebilmiştir. 

 

Adalet Bakanı Sadullah Ergin,

 Türk üst kimliği bölücüdür

      Umudunu kaybetmiş bir PKK olursa Metro istasyonları ve AVM’ler her gün patlar diyen Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Üyesi Prof. Dr. Baskın Oran [47] Söz Sen’de Balçiçek İlter’in programında yaptığı açıklamalarda özetle; (16 Nisan 2013)

     “… Cumhuriyetle beraber Türk en güçlü alt kimlikten üst kimlik oldu, şimdi de aşağı inmek istemiyor. Ulus devlet bizim başımızda Allah’ın belasıdır. Çok net söylüyorum; Türk üst kimliği bölücüdür. Bir devletin başına gelebilecek en büyük felaket silahlı örgütün (PKK’yı mı kastediyor?) parçalanmasıdır. CHP ancak ulusalcıları silkeledikten sonra kendine gelebilir. İktidara ciddi bir alternatif olabilir. Aksi takdirde iktidarın uzağından bile geçemez.” [48] Diyebilmiştir.

 

Prof. Dr. Baskın Oran

 PKK, bağımsız Kürdistan için silah kullanabilir

     TRT Haber’de İnce Çizgi Programına katılan AKP Adıyaman Milletvekili, Adıyaman Kâhta ilçesi doğumlu Kürt asıllı Mehmet Metiner, (AKP’den üç dönem milletvekili) PKK’nın talepleri ile ilgili olarak yaptığı açıklamada özetle ; (17 Nisan 2013)

      “… PKK kendisini lağvettikten sonra ister başka bir parti kursun isterse BDP  (Barış Demokrasi Partisi) ile devam etsin, talep ettiği şeyler için silah kullanmasına gerek yok. Bağımsız bir Kürdistan için silah kullanabilirsiniz. Ama ana dilde eğitim, demokratik özerklik, bunlar için silah kullanılmaz.” [49] İfadelerini kullanabilmiştir. 

 

AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner

 Teröristlere dokunmayın

       Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Valilere çözüm süreci boyunca operasyon yapılmaması için talimat verdik.” [50] Açıklamasından sonra, asker, PKK’lı hainlerin yerini belirleyip operasyon izni istedi. Van Vali’si Münir Karaloğlu,  “Mevziden çıkmayın” dedi. (16 Mayıs 2013)

           

Vali Münir Karaloğlu

         Van İl Jandarma Komutanlığı’nca 16 Mayıs 2013 günü saat 19.00 da düzenlenen tutanakta;

    “Asker, ‘PKK mensupları, Oğuldamı, Kırkgeçit ve Bilgi Jandarma Karakolları ile yakın emniyet unsurlarına silahlı saldırı gerçekleştirecek’ diyerek o dönem Van şu an için Bursa Valisi olan Münir Karaloğlu’ndan operasyon için yazılı izin istedi. Vali Karaloğlu, yeri tespit edilen örgütün saha sorumlularına düzenlenecek operasyona onay vermedi. Vali Karaloğlu, İl jandarma Komutanı’na “Karakollarda görevli personel mevzi dışına çıkmasın. Herhangi bir saldırı olduğunda karşılık verilsin.” [51] Diye talimat verdi.

 Abdullah Öcalan, Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü açıyor

      Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ekonomi Başdanışmanlığına getirdiği Yiğit Bulut, A Haber’de Mehmet Ali Öner’in sunduğu Deşifre programında yaptığı açıklamada, PKK’nın eli kanlı terörist başı Abdullah Öcalan için ; (18 Temmuz 2013)

      “… Abdullah Öcalan, Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü açıyor.” [52] İfadesini kullanmıştır.

  

Türk diye bir ırk yoktur

       Bayburt Üniversitesinde düzenlenen bir panelde konuşan AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu  (MKYK) üyesi,  AK Parti Siirt Milletvekili, Yeni şafak gazetesinde köşe yazarı Prof. Dr. Yasin Aktay yaptığı konuşmada; (30 Kasım 2013)

     “… Bu ülkede sadece Türkler üzerinden giderseniz bunun masrafı ve maliyeti çok fazladır. Türkiye’yi bölünmenin eşiğine getirisiniz. Türkiye’de yaşayan diğer insanları bu şekilde memnun edemezsiniz. Diğer insanları kendine karşı kışkırtmış olursun. Onun için vatandaşlık bağına dayalı yeni bir millet tanımı yapmak çok önemli. Türk dediğin bir sentezdir zaten. Türk diye bir ırk yok.” [53] Diyebilmiştir. Sözde Prof. Aktay’ın bu değerlendirmeleri üzerine bazı öğrenciler salonu terk etmiştir.

 

Prof. Dr. Yasin Aktay

 PKK’nın bayrağını, Öcalan posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı

        Eski AKP Hükümet Sözcüsü ve eski milletvekili ve TBMM Başkanı Bülent Arınç, terörist başı Abdullah Öcalan ile ilgili yaptığı açıklamada; (13 Nisan 2014)

      “… Artık Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK’nın kendine ait bayrağını elinde taşımak, Öcalan posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta ‘Türkiye’nin sistemi böyle olmalıdır, eyaletler, demokratik özerklik…’ demek, bunların hiçbiri artık suç değil. Geçmişte bu suçlamalarla cezaevinde yatanların hepsi çıktı. Düşüncelerini açıklamaktan dolayı ceza alan kim varsa cezalarını erteledik. Artık bundan dolayı da dava açılmayacak.” [54] Diyebilmiştir.  

 

Eski AKP Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç

 Abdullah Öcalan’ı takdirle karşılıyorum

     Şırnak Valisi Hasan İpek (2 Ağustos 2013-16 Şubat 2015 arası) 10’uncu Uluslararası Tasarım Olimpiyatları proje yarışmalarına katılıp derece alan öğrencilerinde katıldığı makamında yaptığı ödül töreninde özetle; (30 Mayıs 2014)

     “… Bu Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Halkın bu yoğun ilgisine hiç kimse karşı çıkmasın istiyorum.” [55] Diyebilmiştir.

 

Şırnak Valisi Hasan İpek

 Abdullah Öcalan’ın mesajlarındaki bildirimleri, bizim de düşüncelerimiz

     Diyarbakır’da 6 Haziran 2014 tarihinde yapılan Çözüm Süreci Çalıştayı’nda konuşan AKP Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay burada yaptığı konuşmada, Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya giden Halkın Demokrasi Partisi (HDP) heyetiyle verdiği mesajları da önemli ve olumlu bulduklarını belirterek; (6 Haziran 2014)

     “… Bunlar bizim de düşüncelerimiz.” [56] Demiştir. Bu tarihte AKP Genel Başkanı ve Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan idi. 

 

Eski AKP Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay

 Abdullah Öcalan, süreci daha doğru okuyor

      Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, Milliyet Gazetesi’nden Serpil Çevikcan’a verdiği röportajda özetle; (7 Haziran 2014)

     “… Ben Öcalan’ın (Terörist başı çocuk katili Abdullah Öcalan) süreci diğerlerinden daha doğru okuduğunu düşünüyorum. Suriye’de vesaire birçok ülkede farklı aşamalardan geçti. Olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi vardır. Dikkat ederseniz onun verdiği mesajlar, diğerlerinin (Barış ve Demokrasi Partisi, BDP’yi ve onun Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı kastettiği anlaşılmakta) verdiği mesajlara nazaran, sürecin geleceğini daha çok düşünen bir hassasiyeti yansıtıyor.” [57] Diyebilmiştir.

 

AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan

 Abdullah Öcalan, dünya çapında bir lider

     Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Başdanışmanı Ethem Mahçupyan [58] NTV canlı yayında terörist başı kanlı katil Abdullah Öcalan ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; (3 Aralık 2014)  

      “… Abdullah Öcalan hakkındaki algının bu kadar kısa sürede değiştiği nadir insanlardan birisi. Öcalan’ın kendisi hakkında kaygısı olduğunu düşünmüyorum. İdeolojik olarak gerçekten bir rehber ve lider. Öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var oluştu. Bunu tabii ki kendisi de yarattı. Onun çok fazla kaybedeceği bir şey olmayabilir. Abdullah Öcalan’a bir şey verilmesine gerek yok, o alıyor zaten. Kendisini karizmatik hale getiriyor. O dünya çapında bir problem taşıyıcı ve lideri. ” [59] Diyebilmiştir.

 

Başbakanlık Başdanışmanı Ethem Mahçupyan

PKK terör örgütü değildir

       25. Dönem AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu [60] Ülke TV’de katıldığı bir programda ve daha sonra yaptığı açıklamada; (20 Ekim 2015)

    “… Şimdi PKK terörist bir örgüt mü? Hayır, PKK terörist bir örgüt değildir. PKK kendi topraklarında belli bir siyasi programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir. Türkiye’de bir insanın (Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi kastettiği anlaşılmaktadır) ‘PKK terör örgütü değildir, PKK’nın bir siyasi programı var bunu harekete geçirmek istiyor’ demesini ben şahsen düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendiririm.” [61] İfadesini kullanabilmiştir.

 

AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu

 Türk hava limanlarında Kürdistan bayrağı

      Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, çeşitli temaslarda bulunmak üzere İstanbul’a geldi. (26 Şubat 2017)  Barzani, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İstanbul’daki Mabeyn Köşkü’nde 1 saatlik bir görüşme yaptı. Görüşme basına kapalı gerçekleştirildi. Barzani’nin ziyareti sebebiyle, İstanbul Atatürk ve Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ilk defa Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağı asılmıştır. [62]

 

Barzani’nin Türkiye’ye gelişi nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına asılan sözde Kürdistan bayrağı göndere çekildi

Abdullah Öcalan’ın mektubu ve kardeşi Osman Öcalan’ın TRT ekranına çıkarılması

Abdullah Öcalan’ının mektubu

      23 Haziran 2019 günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yapılacak olan seçimlerden önce 21 Haziran 2019 günü, Adalet Bakanlığı, MİT ve güvenlik birimlerinin bilgileri dâhilinde Munzur Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Ali Kemal Özcan, terörist başı Abdullah Öcalan ile Askeri yasak bölge olan İmralı’da görüştürülmüştür. Bu kişi, Öcalan’ın Avukatlarına teslim ettiği mektubu basın mensuplarıyla paylaşmıştır. Bu mektupta Öcalan;  HDP’ye, “23 Haziran seçimlerinde tarafsız olun” çağrısını yaptığı ifade edilmiştir. [63]

 

 Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Terörist başı Abdullah Öcalan              

        Doç. Ali Kemal, bebek katili Abdullah Öcalan ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada:

     “… İmralı Adasına gitmenin kolay olmadığını herkes bilir. İmralı gibi yere devletin onayı, bilgisi olmadan gidilmesi imkânsız. Gittiğinizde de devletsiz görüşülmez. Devletin uygun bulması, Abdullah Öcalan’ın da beni kabul etmesi sonucu görüşmemiz gerçekleşti.” [64] Demiştir.

 Osman Öcalan TRT ekranında

      Bölücü terör örgütü elebaşı, bebek katili Abdullah Öcalan’ın, yukarıdaki 23 Haziran 2019 Belediye Başkanlığı seçimleriyle ilgili tarafsızlık bildirgesi çağrısının, devlete ait Anadolu Ajansı tarafından servis edilmesinin ardından… Abdullah Öcalan’ın terörist kardeşi aynı zamanda PKK’nın silahlı kanadının eski yöneticisi Osman Öcalan, seçim öncesi, 22 Haziran 2019 günü devlet kanalı TRT’nin Kürtçe yayın yapan Kürdi kanalına çıkarıldı.

    Osman Öcalan, TRT’de, abisi Abdullah Öcalan’ın yukarıda açıklanan İstanbul Belediye Başkanlığı ile ilgili çağrısını yenileyerek, “Kürtler için CHP’nin hiçbir projesi yoktur.”  [65] Dedi. 

      Karakollarımıza saldıran, Şemdinli bölgesinde ki, 74 vatan evlatlarımızın katili, devlet tarafından kırmızı bültenle yakalama kararı bulunan, kod adı “Ferhat” olan Osman Öcalan, vatandaşların vergileriyle yayın yapan TRT mikrofonuna yaptığı açıklamada;

     “… Ekrem İmamoğlu ciddi bir mesaj vermedi Kürtler için. Elinden geldiğince Kürtlerden kaçtı ve kendini onlardan bağımsız tutmaya çalıştı. Kürtler için CHP’nin hiçbir projesi yoktur. CHP Kürtlere yakın olmadı. Kürtleri ciddiye almadılar ve hesaba dahi katmadılar. Kürtler, Türkiye’den ayrılmak istemiyor ve kesinlikle düşman değiliz. Ne Türkiye ye ne de Türklere. Türkiye iyi bir yer güzel bir yer. Bizim istediğimiz hep birlikte güzel bir yaşam sürmek. Kürtler bu seçimde kesinlikle aktör olmalı. Biz Öcalan’ı (Abdullah) tanıyoruz. Her daim Kürtler Öcalan’ın söylediklerini her şeyden daha çok önemsiyor. ” [66] Demiştir.

 

Terörist Osman Öcalan

      AKP’li Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ise Osaka’ya (Japonya) hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı’nda Osman Öcalan ile TRT’de yapılan röportajla ilgili olarak yaptığı açıklamada;

      “… Doğrusu ben Osman Öcalan’ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorum. Ancak TRT’ye müracaat etmiş ve TRT Kürdi’ de böyle bir program yapmışsa bunu da TRT’deki arkadaşlarımız bilirler. Ben bu konularda da kendilerine güveniyorum.

      Yani TRT Kürdi’yi kurarken kimse bize ‘Niçin TRT Kürdi’yi kurdunuz.’ Demedi. Peki, TRT Kürdi’yi kurduğumuza göre burada da TRT’yi yönetenler bütün hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak adımlarını atarlar ve TRT Kürdi ’nin reytingini yükseltmeyi de düşünür, ülkeye neyin, nasıl faydalı olacağını da düşünür, buna göre de adımını atar ve buna göre de adımlarını atmıştır.[67] İfadesini kullanmıştır.

       Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdullah Öcalan’ın mesajının Anadolu Ajansı’nda yayınlanmasını da “ifade özgürlüğü” saydı. Ayrıca savcılık, İstanbul seçimlerinde Osman Öcalan’ın TRT Kürdi’ye çıkartılmasıyla ilgili olarak; “Terör olayları toplumu en çok etkileyen hadiseler olmasından dolayı bu eylemlerin medya için haber değeri büyüktür” [68] demiştir.  

  Şehitler tepesine sen git. 37 evladımızı toprağa verdik, sen hala eğleniyor musun Sayın Erdoğan? 

       CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu grubunda yaptığı toplantıda İdlib şehitleri için saygı duruşundan sonra, AKP’li Cumhurbaşkanı Sn. Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak yaptığı konuşmada özetle (3 Mart 2020);

    “…Biz hiçbir zaman demokrasiden ödün veren bir ülkeyi savunmadık, bundan sonra da savunmayacağız. Hiçbir zaman Suriye’deki rejimi savunmadık, savunmuyoruz da. İstiyoruz ki bütün komşularımızla barış içerisinde yaşayalım, arzumuz budur bizim.

     Sana Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanlığını kim verdi? Çık milletin önünde açıkla! Orta Doğu’yu kan gölüne döndüreceksin diye sana talimatı kim verdi? Çık milletin önüne açıkla!  Sana ne Orta Doğu’dan. Neden egemen güçlerin talimatına göre görev alıyorsun.  Maşa konumuna Türkiye’yi sokmayın dedik. Dilimizde tüy bitti. Komşumuz bir ülkenin (Suriye) rejimini değiştirmek için özel bir çaba harcıyorsunuz. Sana ne kardeşim. Varsa bir sorun, uluslararası kuruluşlar var, gidersin BM’ye. (Birleşmiş Milletler)

    ‘Şehitler tepesi asla boş kalmayacak’ (AKP’li Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ı kastettiği anlaşılıyor) diyor.  Çocukları Suriye’de olan, Irak’ta olan on binlerce askerin annesi o gece  (33 askerimizin İdlib’de saldırıya uğrayıp şehit olması) uyuyamadı. On binlerce baba o gece sabaha kadar uyumadı. Binlerce gelin uyumadı. Ama o gece bu memleketin Cumhurbaşkanı yoktu. O gece bu memleketin bakanları yoktu, özellikle de Milli Savunma Bakanı yoktu. Genelkurmay Başkanı yoktu. Neredeydiniz o gece? O gece sadece Hatay Valisi vardı. Ben bunları söylemeyeceğim de kahramanlık edebiyatımı yapacağım?

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu

    Sizin çocuklarınız oturacak, keyif çatacak, fakir fukaranın çocuğunu şehitler tepesine layık göreceksin. Sen git oraya. Kahramanlık edebiyatı yapıyorsun. Hangi milletvekilinin, üst düzey yöneticinin, para babasının çocuğu İdlib’de? Hepsi parayla yaptılar. Cumhurbaşkanının bulunduğu konum gereği devletin sigortasıdır. Türkiye’nin sigortası yoktur.

      Emperyal güçlerin maşası olanlar Türkiye’yi düzlüğe çıkaramazlar. Putin’e Merkel’e Trump’a telefon eder, Onlar gelir vururlar, kendisi koşa koşa ayaklarına gider. Hani sen kahramandın. Vurulan senin askerin.  Benim askerimi vuran hangi devlet olursa benim düşmanımdır, nokta. Ben niye ayağına gideyim yahu? Topuğunuz kıçınızda Putin’e koşuyorsunuz.

   Neredeyse İdlib’den az şehit geldi diye üzülecek beyefendi. Zenginlere Sevda Tepesi, gariban çocuklara Şehitler Tepesi. Hangi milletvekilinin, hangi para babasının çocuğu İdlib’de. Saray sosyetesinin çocukları orada mı, herkes bedelli askerlik yaptı. 

    O gece Türkiye uyumadı. Hava desteği olmayan T.C. askerine yapılan saldırının acı sonuçları Hatay valisinden yüreğimiz ağzımızda öğrendik. Bu görev Hatay Valisi’nin değil! 33 şehidimizin ardından Erdoğan üç gün sonra ilk kez televizyona çıktı. Şehitlerimiz varken ekonomiden, projeden bahsetti.

      Erdoğan’ın gittiği her yerde kefenle karşılayanlar vardı. ‘Öl de ölelim’ diyenler vardı. Onları yollasana şehitler tepesine. Oraya Erdoğan’ın kefenlileri gitsin.”

     En acısı da Erdoğan’ın ÖSO’yu (Özgür Suriye Ordusu) Kuvayı Milliye’ye benzetmesidir. Kendi ülkesi için savaşan para alır mı? Sen nasıl ÖSO ile Kuvayı Milliye’yi bir tutarsın. Paralarını alamazlarsa bir gün durmazlar. 

     Çanakkale ile İdlib bir tutulabilir mi? Bu nasıl cehalettir. Çanakkale vatan toprağıdır. İdlib vatan toprağı mı? Eğer Çanakkale ile Suriye’de bir toprağı bir tutacaksan orası Süleymaniye Türbesi’dir. Orası vatan toprağıydı. Sen oradan bayrağı indirmedin mi?

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale’de erlere dönüp ‘Ben size ölmeyi emrediyorum’ derken Saray’da mı oturuyordu? Cephedeydi. Conkbayırı’ndaydı, Anafartalar’daydı. Sen kim bana ders vermek kim? 33 şehidimiz var. Sarayda toplananlar bana ders vermeye kalkıyor. Ne dersi, sen adını zor yazarsın.

      Tuttular askeri hastaneleri kapattılar. Askerler ihtiyaç var diyor. Eğer askeri hastaneler olsaydı belki o gece (33 askerimizin Suriye İdlib’de Rus ve Suriye ordusunca saldırıya uğrayıp şehit olması) yaralanan askerlerin bir kısmı kurtulabilecekti. 

       Orduda bir hiyerarşi vardı. Emir komuta zinciri bozulmaz. Mete Han’dan bu yana ordumuzun emir komuta zinciri bozulmamıştır. İlk kez, 20 Temmuz (2016)  sivil darbesinden sonra orduda emir komuta zinciri bozulmuştur. Genelkurmay Başkanının hiçbir komuta yetkisi yoktur. [69] Demiştir. Sn. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu'nun yukarıdaki ağır eleştirilerine karşı sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. 

 PKK, IRAK’IN KUZEYİNDE GARA’DA 3 ASKERİMİZİ ŞEHİT ETTİ.  REHİN TUTTUKLARI 13 ASKER, POLİS VE SİVİL VATANDAŞIMIZI DA KATLETTİLER

Gara’da şehit edilen 3 askerimiz

     Irak’ın kuzeyinde Gara bölgesinde [70] 10 Şubat 2021 gecesi başlatılan Pençe Kartal-2 Harekâtı’nda teröristlerle çıkan çatışmada Piyade Komando Yüzbaşı Burak Coşkun (34), Yüzbaşı Ertuğ Güler, Muhabere Astsubay Kıdemli Başçavuş Harun Turhan (29) şehit olmuş 3 askerimizde yaralanmıştır. [71] (10 Şubat 2021)

  

 Şehit Astsubay Kıdemli Başçavuş Harun Turhan, şehit Piyade Komando Yüzbaşı Burak Coşkun ve şehit Muhabere Komando Yüzbaşı Ertuğ Güler

 

 Gara’da katledilen 13 masum silahsız asker, polis ve devlet görevlisi sivil vatandaşımız

     10 Şubat 2021 tarihinde kuzey Irak’ta 02.55’te 41 uçakla başlatılan Pençe-Kartal 2 Harekâtın 3 üncü gününde Gara’da PKK’lı terör örgütünün, son 6 yıl içinde önceden muhtelif il ve ilçelerimizden kaçırıp Kuzey Irak’ta rehin tuttuğu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Gara’ya yaptığı operasyonu sırasında katlettiği 13 asker ve polisimizin Gara Dağı mağarasında cenazelerine ulaşıldı. Harekâtta 53 terörist etkisiz hale getirildi. [72] (14 Şubat 2021)

         

Malatya Valisi Aydın Baruş (ortada) şehit edilen 13 masum vatandaşımız için açıklama yaparken

  

13 Gara şehitlerimizden bir kısmının cenaze töreni

 

13 Gara şehitlerimizden diğer bir kısmının cenaze töreni 

Esirlerin hiçbiri sağ gitmemeli

     Irak kuzeyi Gara bölgesinde Pençe Kartal -2 Harekâtında 2. Kandil olarak bilinen Gara dağında sığınak ve cezaevi olarak kullanılan, 3 giriş, 9 oda ve 7 tane demir kapısı bulunan mağarada,  13 asker, polis ve sivil vatandaşımızın katledilmesi ile ilgili olarak ele geçirilen Doğan Geçgel adındaki PKK teröristi yaptığı açıklamada özetle;

      “…Gara’da Siyane bölgesinde şehit brüsk mağarasında tutukluların yanındaydık. (şehit edilen 13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımız) 8 kişiydik. Tünel uzun, ziksaklı olduğu için, dışarısı görünmüyordu. Orada saat 07.00’ye kadar bekledik ve kamelyaya geçtik. Yerde esirleri ölü bir vaziyette kafalarına sıkılmış halde gördük. Dayanamayarak Türk askerlerine teslim oldum.

      Gara saha komutanı olan Cuma Biliki; [73] ‘Sorej’ kod adlı Kamuran Ataman [74] ismindeki sorumluya;

    ‘Buraya (mağara) operasyon olursa  (Türk askerleri tarafından) esirlerin (PKK tarafından esir tutulan 13 personel) hiçbiri sağ gitmemeli, ailelerine teslim olmamalı’ diye talimat verdiğini duymuştum. Yani ‘onları öldürün’ diye duymuştum. Sorej söylemişti. Bunu kendim duymuştum yani kulaklarımla, sonra teslim oldum askere (Türk askerine).” Demiştir…

     Diğer PKK’lı terörist ‘Şervan Korkmaz’ kod adlı Osman Acer ise 2012 yılında PKK’ya katıldığını, aslen Şırnaklı, doğum yerinin Mersin olduğunu, Gara’ya cezaevi düzenlemesi yapıldığını ifade ettikten sonra yaptığı açıklamada özetle;

      “… ‘Eğer operasyon başlarsa (Türk askerleri tarafından) bir şey olursa destek kuvvet  (PKK) gelemezse rehineleri (13 asker, polis ve sivil vatandaşımız)  infaz edin, öldürün’, şeklinde alınan Türk rehineleri polis, askerleri öldürme talimatını vermişti.

     10 Şubat 2021’de Roj Başa (Kuzeydoğu Suriye’de, Kamışlı’nın doğusunda)  doğru operasyon başladı. Sonra dönüp yanına birkaç kişiyi aldı, tutuklu olan esirlerin (13 asker, polis ve sivil vatandaşımız) yanına gitti. Türk subayların polis olsun, asker olsun onların yanına gitti, hepsini imha etti. (öldürdü) Çatışma devam etti, birkaç gün böyle sürdü ve sonra Merkaz Botan yani Doğan Geçgel teslim oldu, ondan sonra ben teslim oldum.” [75] İfadelerini kullanmıştır.

           

Gara’da teslim olup ifade veren iki PKK’lı terörist Doğan Geçgel ile Osman Acer

       13 asker, polis ve sivil vatandaşımızı şehit eden ve turuncu listede aranan katil ‘Sorej’ kod adlı Kamuran Ataman. PKK’nın elebaşlarından Duran Kalkan’ın yakın korumalığını yaptığı ortaya çıktı.

 Gara’daki PKK’lı teröristler

      Gara harekâtı başlamadan kısa süre önce milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Irak Erbil’e yaptığı ziyaret sonrasında PKK örgütünün Gara Saha sorumlusu Cuma Biliki kod adlı terörist, 80 teröristle birlikte Gara’da bir toplantı gerçekleştirdi ve yakın zamanda Gara’ya, Sincar’a kara harekâtı olabileceği nedeniyle hazırlıklı olunmasını istedi.

      Gara Dağında rehin tutulan 13 Türk kamu görevlisinin  (asker, polis ve sivil vatandaşlarımız) 7 demir kapılı mağarada öldürülmesi için infaz emrini sözde Gara/Behdinan saha sorumlusu Cuma Biliki kod adlı teröristle sözde Gara Özel Güç sorumlusu Sedat Urfa kod adlı Abdulkadir Zenger [76] adlı iki teröristin verdiği belirlenmiştir. 

         

  

 

         10 Şubat 2021 günü gecesi saat 02.55’te Gara’daki hedeflere önce hava harekâtı gerçekleştirildi ve teröristlerin birbirleriyle olan iletişimlerin koparılması için telsiz komuta merkezi olarak kullandıkları iki bina vuruldu. Siyan Kampındaki bir mağarada tutulan 13 rehinemizin kurtarılması için bölgeye indirilen özel Kuvvetlere ait birliğimiz mağaranın bütün çıkış kapılarının bulunduğu bölgeyi kuşatınca teröristler teslim olmaya zorlandı.

      Kaçamayacaklarını anlayan teröristlerden mağara sorumlusu turuncu listede aranan Kamuran Ataman adlı terörist telsizle Gara’da sözde karargâhta bulunan Cuma Biliki kod adlı terörist ile 10 milyonluk kırmızı kategoride aranan Özel Güç sorumlusu Sedat Urfa kod adlı PKK’nın sözde Komuta Konseyi üyesi… 28 yıldan beri terör örgütünün dağ kadrosunda çok sayıda kanlı eylemlerin emrini veren Hilvan 1971 doğumlu, PKK/KCK terör örgütü dağ sorumlusu olan Abdulkadir Zenger ile telsiz bağlantısı kurdu.

     Terörist Kamuran Ataman Türk askerinin her tarafı tuttuğunu, girişteki teröristlerin öldürüldüğünü ve kaçmanın imkânsız olduğunu bildirince, Cuma Biliki adlı terörist de,

    “… Fedai eylem gerçekleştirin. Önce esirleri sonra da kendinizi feda edin.” Talimatını verdi.” Talimatını verdi. 

     Terörist Abdulkadir Zenger de mağaradaki tüm teröristlere son ana kadar çatışmaları gerektiğini, ancak öncelikle ellerindeki rehinelerin (13 asker, polis ve sivil vatandaşımız) infaz edilmesini istedi. Bu talimat üzerine mağara sorumlusu 1 milyonluk turuncu listede aranan Kamuran Ataman, elindeki Kalaşnikof tüfekle 13 asker, polis ve sivil memurumuzu şehit etti. [77]

 

13 asker, polis ve sivil vatandaşımızı şehit eden, Gara’daki 80 PKK terörist

 Terör örgütü bütün ağırlıklarıyla Gara bölgesine yerleştiler.

       Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar güler,  Gara’da PKK tarafından tutsak tutulan 13 silahsız asker, polis ve sivil Türk vatandaşımızın şehit edildiği katliam ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; (14 Şubat 2021)

       “… Haftanin’de, Hakurk ve diğer bölgelerde yaptığımız faaliyetlerden sonra terör örgütü çok sıkıştı ve bütün ağırlıklarıyla Gara bölgesine yerleştiler. Kendilerinin burada çok emniyette ve rahat içinde olduklarını düşünürken işte bu 75 kilometreye 25 kilometrelik alanda bu faaliyeti icra ettik. Bunların yanında bir de 2015 yılından önceki ortamlarda kaçırılan personelimiz vardı. Bu vatandaşlarımızı da çok çeşitli mağaralarda saklayarak kaçırmaya çalıştılar.

     En sonunda istihbarat kurumlarımızdan aldığımız bilgiler, elde ettiğimiz bizim kendi özel çalışmalarımız, keşif unsurlarının çalışmaları sonucunda bunların Gara bölgesinde olabileceğine dair çok iyi kanıtlar bulduk. Bunların üzerinde de çalışmalara başladık.

      Bu çalışmaların ardından hava harekâtı, 10 Şubat 2021 günü saat 02.55’te 41 uçakla bölgede belirlenen tüm hedefleri aynı anda imha edecek şekilde başlamıştır. Aynı gün saat 04.55’ten itibaren kara harekâtımız başlamıştır. Kahraman unsurlarımızı helikopterlerle bu 75’e 25 kilometrelik alandaki planlanmış hedeflere indirdik. Yaşanan ilk temasta 3 kahraman silah arkadaşımızı şehit verdik. 3 personelim de yaralandı.

      Çatışmalar harekâtın birinci ve ikinci gününde de devam etti. Üçüncü gün bu mağaraya geldik.  Dere yatağı ve her iki yanında yüzde 60 meyilli olan bu bölgede Hava Kuvvetlerinin görerek ateş etmesine kesinlikle mani bir alanda seçilmiş bir arazi. Mutlak suretle bu yere girmek için ilgili unsurlarımızın bizzat karadan gidip oraya girmesi şarttı. Öncelikle her iki tarafta seçilmiş 3 noktaya helikopterlerimizle indirme hava hücum harekâtımızı icra ettik.

        Mağara’da 3 giriş, 9 oda ve 7 tane de demir kapı var. Ayrıca Mağara’nın içinde sürekli zikzaklar var. Bazı noktalar da 1.20 metre yüksekliğinde. İnsanların sadece sürünerek veya çömelmiş vaziyette yürümek zorunda olduğu bir yapı oluşturulmuştur.

        3. gün akşamüstü mağaradan kaçmaya çalışan bir terörist, unsurlarımız tarafından yakalanmıştır. 4. Gün, yani bugün yine aynı noktadan sabah aynı şekilde kaçmaya çalışan başka bir terörist de ele geçirilmiştir. Bu teröristler içerde (mağarada) toplam 8 teröristin olduğunu açıklamışlardır. Harekâtın sonunda 48 terörist ölü, 2 terörist ise sağ olmak üzere 50 teröristin etkisiz hale getirilmiştir.” Demiştir…

          

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Gara’da PKK tarafından tutsak tutulan 13 silahsız asker, polis ve sivil Türk vatandaşımızın şehit edildiği mağara-hapishane ile ilgili bilgi veriyor

       Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, Pençe Kartal -2 operasyonu ve şehit edilen 13 asker, polis ve sivil personelimiz için yaptığı açıklamada özetle; (14 Şubat 2021) 

      “… PKK/KCK ve diğer terörist unsurları etkisiz hale getirmek, hudut güvenliğimizi sağlamak ve daha önce güvenlik nedeniyle açıklanmayan, teröristler tarafından kaçırılan vatandaşlarımızla ilgili istihbaratı teyit etmek ve gerekli müdahalede bulunmak maksadıyla… Uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, Irak kuzeyi Gara bölgesinde 10 Şubat 2021’de Pençe Kartal-2 Harekâtı başlatılmıştır.

    Ağırlıklı olarak yerli ve milli mühimmat kullanılan harekâtta, terör örgütünün söz konusu bölgedeki (Gara) varlığına ağır bir darbe indirilmiş ve bölge kontrol altına alınmıştır. Bölgesinde faaliyetlerimiz devam ederken, Yoğun çatışmaları müteakip kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır.

  Yapılan ilk incelemede masum ve silahsız vatandaşlarımızdan birinin omuzundan diğer 12 vatandaşımızın başlarından vurularak şehit edildikleri tesbit edilmiştir. Böylece PKK’nın kalleş ve cani ve yüzü bir kez daha görülmüştür. Sağ olarak ele geçirilen iki teröristin verdiği ilk bilgilerde ise vatandaşlarımızın mağaraya yönelik harekâtın başlangıcında sözde mağara sorumlusu terörist tarafından şehit edildikleri ifade edilmiştir. Bu arada vatandaşlarımızı şehit eden mağaradaki teröristlerin tamamı etkisiz hale getirilmiştir. Keşke 13 vatandaşımızı oradan sağ salim çıkarabilseydik.” [78]  Şeklinde ifade etmiştir.

         

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar

 

Gara Dağı mağara girişi

 

Gara Dağındaki mağaranın iç planı 

 “Nokta tarzı kurtarma” operasyonu yapılmalıydı

       İYİ Parti Milletvekili Aytun Çıray, 13 şehidimizle ilgili olarak kamuoyundaki tartışmaları TBMM’ne taşıdığı ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a yönettiği soruda; (15 Şubat 2021)

      1- Askeri çevrelere göre harekât, ‘nokta tarzı kurtarma’ operasyonu tarzında yapılmalıydı. Hava Kuvvetleri müdahalesinin çıkaracağı gürültünün teröristleri uyaracağını düşünmediniz mi?

       2- Asker şehitlerimizle ilgili açıklamayı neden siz değil de Malatya Valisi yaptı? Şehitlerimiz için neden “Sivil vatandaşlar” ifadesini kullandınız?

         3- Halen PKK’nın elinde kaç vatandaşımız var. [79] Demiştir.

 

            İYİ Parti Milletvekili Aytun Çıray

PKK, 6 bin 021 sivil vatandaşımızı katletti

        TBMM’de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’dan sonra kürsüye çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, Gara operasyonu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada özetle;

        “…Şimdi vereceğim rakam, ilk kez söylenen rakamdır. Bölücü terör örgütü PKK’nın, 1984’ten bu yana (16 Haziran 2021 tarihi itibariyle)  6 bin 021 sivil vatandaşımızı katletti. Bize İnsan Hakları Derneği’nin getireceğini (PKK tarafından Gara’da katledilen 13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımız anlaşılmaktadır.)  söylediler. Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan), ‘sınırdan alalım’ (anlaşılan şayet 13 vatandaşımız PKK’nın elinden kurtarılsaydı, Sn. Erdoğan’ın o sırada müjde verecekti.)  dedi.  Devlet her şeyi yapmıştır.” [80] Şeklinde açıklamada bulunmuştur. (16 Şubat 2021)

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu

 Yıllardır ailelerle birlikte bağırıyoruz, neredeydiniz?

       CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, terör örgütünün kaçırarak uzun süre elinde rehin tuttuğu ve daha sonra bunlardan, 13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın 14 Şubat 2021 tarihinde Gara’da şehit edilmesiyle ilgili olarak TBMM’ye 7 soru önergesi verdiğini belirterek; (16 Şubat 2021)

      “…Yıllardır niçin hiçbir şey yapmadınız bunun hesabını verin! Yıllardır ailelerle birlikte bağırıyoruz. Neredeydiniz?

        2016: Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a sordum: Yanıt verilmedi.

      2017: Başbakan Binali Yıldırım’a bir daha sordum. Yanıt verilmedi. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’ye sordum. Yanıt verilmedi. Kaçırılan asker ve polislerimizin aileleri TBMM’ye geldi. Görmediler, duymadılar.

          2018: Başbakan Binali Yıldırım’a bir kez daha sordum. Yanıt verilmedi.

      2019: Bu kez Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sordum. “Terör örgütleriyle mücadeleye yönelik faaliyetler azim ve kararlılıkla devam etmektedir.” Dedi.

          2021: Bu hafta başında (10 Şubat 2021 olmalı) Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay’a sordum. Asker ve polislerimiz bir mağarada, öldürüldü! İçim yanıyor, yüreğim kan ağlıyor.” [81] Demiştir.

  

  Devlet, askerlerini ve polisini terk etti

     18 Eylül 2015 tarihinde Rize İl Jandarma Komutanlığında görevli iken memleketi Malatya’ya giderken, Tunceli-Erzincan karayolunda teröristler tarafından yolu kesilerek kaçırılan… Rehin olarak bulunduğu Gara’da şehit edilen 13 asker ve polisimizden birisi olan Jandarma Personel Astsubay Semih Özbey, şehit edilmeden 19 ay önce, 15 Nisan 2019 tarihinde yazdığı mektup’ta özetle;

        “… Aileme, bu mektubun ulaştırılıp, ulaştırılmayacağını bilmeden size yazıyorum. Sesimizi artık birileri duysun diye yazıyorum. Ben buradayım diye kendinizi hayattan ve olaylardan soyutlamayın.

      Devletin asli görevlerinden birisi de vatandaşına, askerine, polisine sahip çıkmak. Ama ne yazık ki zaman içerisinde gördüğüm ve anladığım kadarıyla bu bizim için geçerli değil!  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, hükümetten (AKP) bizim için bir şeyler yapmasını, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak istemekte, talep etmekte ve beklemekteyim.

      Bunun dışında tüm siyasi partiler, başta CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet partisi olmak üzere, İnsan Hakları Derneği yöneticilerine de bizim için bir şeyler yapmalarını beklediğimizi önemle iletmek isterim.

      Şimdi biz örgüt (PKK) ve devlet arasında sıkışıp kalmış durumdayız. Örgüt ‘… Devlet istemezse bırakmayız, yoğun bir kamuoyu oluşmazsa bırakmayız.’ diyor. Bizim elimizden de hiçbir şey gelmiyor, sadece yıllardır beklediğimiz gibi bekliyoruz. Biz de artık devletin bir şeyler yapmasını istiyoruz.

         Devlet, biz vatandaşlarını, askerlerini ve polisini yıllardır zor şartlar altında, büyük bir bilinmezliğe terk etti. Burada bize sürekli İsrail’in askerlerinin serbest bırakılması için yaptıklarının neler olduğu anlatılıp duruluyor. Kendisiyle uzaktan ya da yakından alakası olmayan kişiler için bir şeyler yapan devletin, ben ve buradaki diğer vatandaşları için hiçbir şey yapmaması, adımızdan dahi bahsedilmemesi, yokmuşuz gibi davranması çok manidar ve çok düşündürücü!

        Sözlerime son verirken, artık özgürlüğüme ve özgürlüğümüze kavuşmayı, büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz. Cevaplarınız sabırsızlıkla bekleriz.” [82] Şeklinde ifade edilmektedir.

 

Şehit Astsubay Semih Özbey ve yazdığı mektup

Göndersene çocuklarını askere niye bedelli askerlik yaptırdın? 13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır.  

      CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gara’da şehit olan 13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımız ile ilgili olarak AKP’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı katıldığı il kongresinde şehitler hakkındaki açıklamalarını sert bir dilde eleştirerek; (16 Şubat 2021) 

      “…Gara şehitleri 5 buçuk-6 yıldır terör örgütünün tuttuğu erlerimiz. 5-6 yıldır ne yapıldı? Defalarca hatırlatılmasına karşılık be yapıldı? Ve şimdi bunların tamamı hayatını kaybetti. İçimiz yanıyor. Öyle bir noktaya geldik ki adeta şehitler üzerinden hesaplaşan bir Türkiye.

     Açıklamayı niye Malatya Valiliği yapıyor? Benzer bir olay İdlib’de olmuştu. Orada da 33 askerimiz şehit edilmişti, açıklamayı korkudan hiç kimse yapmıyor, Hatay Valisi yapıyor.  

      Erdoğan ‘bir müjde vereceğim! Dedi. Ama bu kardeşlerimizin (13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımız) tamamı şehit oldu. Açıklama yapmaktan korktular.

        Güle oynaya kongre yapıyorlar bir de şehit annesini telefonla bağlatıyorlar. Erdoğan’ın anneye söylediği ‘Oğlunuz şehit oldu, siz bu şerefi yaşadınız.’ İfadesine ‘lafa bak, o şeref en çok sana yakışıyor. Göndersene çocuklarını askere niye bedelli askerlik yaptırdın?’ Eğer sen böyle bir şerefi istiyorsan, çocuklarına bedelli askerlik yaptırmazsın gönderirsin askere.

        Neden bu ülkede fakir fukaralarının çocukları bedel ödüyor? Hangi AK Parti milletvekilinin çocuğu bedel ödüyor bu ülkede?  13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır.

         Erdoğan’a 5 soru soracağım Bu soruların cevabını millet adına ondan bekleyeceğim.

     1- Bölücü terör örgütünün tam 5,5 yıl elinde tuttuğu vatan evlatlarını kurtarmak için başbakan veya cumhurbaşkanı olarak ne yaptınız? 

         2- Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan’dan seçimlerden size yardımcı olması için mektup dilenirken neden vatan evlatlarının serbest bırakılması için çağrı yapmasını istemediniz? İstanbul seçimleri sizin için 13 vatan evladından daha mı kıymetliydi? 

     3- Yıllarca dostum Trump diye böbürlenip durdunuz. Neden dostluğunuzu vatan evlatlarımızı terör örgütünün elinden kurtarmak için kullanmadınız? Bölgede Amerikalılar çok güçlü, senin de en yakın dostun Trump.

      4- Daha önce benzer hadiselerde sorunun çözümünde büyük katkıları olmuş insan hakları örgütlerinden, terör örgütünün elinde tuttuğu evlatlarımıza zarar gelmemesi için en azından çağrıda bulunmak hiç aklınıza gelmedi mi?  Neden 13 kişiye sahip çıkmadınız?

      5- Dün Rize’de yaptığınız açıklamalardan sınır ötesi operasyonun hedeflerinden birinin de 13 evladımızın kurtarılması olduğunu, ancak başaramadığımızı söylediniz. 13 vatandaşımızın kurtarılması amacıyla başlatılan operasyondaki başarısızlığı kim üstlenecek? Bu işin sorumlusu kim?

     Kurtarma operasyonuna gidiyorsun bütün rehineler ölüyor. Akıl tutulması var burada. Sen de dönüp geliyorsun. Korkudan hiç kimse açıklama yapmıyor, vali açıklama yapıyor. Bunlar devleti yönetemezler. Yönetemiyorlar zaten.

     AK Parti kardeşlerime söylüyorum; 13 kardeşimizin kanları yerdedir. Onlar Türkiye’ye getirilebilirdi. Sözde terör örgütünden alacaklar, Çarşamba günü gelecek, medyaya açıklama yapacaktı. (AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu anlaşılmaktadır) Hedef bu değil miydi? Hedef buydu. Davul zurna ile hareket yaptılar. 13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır.” [83] Demiştir.

 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu

 Mısır’daki Esma için ağladı Gara’daki 16 şehidimize güldü

   CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada (AKP’li Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ı kastederek) özetle; (23 Şubat 2021)

      “… En tepedeki kişi ilk kez devleti suçluyor. Gara ile ilgili ben beş soru sordum. Bu sorulara hala cevap almış değilim.  Biz bunları söyledik, bir sürü hakaretler. Bu evlatlarımız ölmeyebilirdi. Tekrar soruyorum. 6 yıldır bunlarla niye ilgilenmediniz. Terör örgütü elebaşından mektup alıyor, 13 kişinin hayatını kurtarmak için almıyorsun. Dostum dediğin ABD Başkanı Trump, bir telefon açtı papazı verdin. Na hu o zaman neden bizim de evlatlarımız var demedin?  Niye yapmadın? Erdoğan sorumlu. Bir de ‘Bu operasyonun sorumlusu Türkiye Cumhuriyeti devletidir.’ Diyorsun. ‘Bu operasyon başarısız oldu diyen’ sensin. Başarısız olduysa bunun bir sorumlusu var, o da sensin. Hiçbir asker, hiçbir görevli bu operasyonu kabul etmiyor.   ‘Başkomutanım’ diye geziyorsun. Başkomutan isen talimatı sen verdin. Kendisi Mısır’da öldürülen Esma için ağladı, 16 şehidimiz için güldü.” [84] Demiştir.

 Farklı yöntem seçilseydi değerli evlatlarımız yaşıyor olabilirdi

    KRT TV’nin Şimdiki Zaman programında, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde icra edilen Pençe Kartal -2 Harekâtı’nda 13 asker, polis ve sivil vatandaşımızın PKK terör örgütü tarafından şehit edilmesi ile ilgili olarak; (17 Şubat 2021)

        CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan yaptığı konuşmada;

   “… Bu çocuklarımız göz göre göre şehit oldu. Bunların sorumlusu öncelikle cumhurbaşkanıdır. (kastedilen Sn. Recep Tayyip Erdoğan) Arkasından Hulusi Akar (Milli Savunma Bakanı) ve Süleyman Soylu’dur. (AKP Hükümeti İçişleri Bakanı)  Bunun hesabını vermeliler Türk Milletine” Demiştir…

       Gazeteci Yazar Uğur Dündar ise aynı konuda;

     “…Yurttaşlarımızın askeri operasyonun dışında başka türlü girişimlerle, devletin imkânları kullanılarak salimen kurtarılabilecekleri kanısındayım. Ne yazık ki başvurulması gereken son yöntemle, yani askeri yöntemle kurtarmayı ümit etmişler. 

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bu tür operasyonlar için yetiştirilmiş çok yetkin birimler vardır. Barzani’yi bile alıp getirebilirler. Ama ne yazık ki başarısız oldu operasyon. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler, askeri operasyonun dışındaki yöntemlere teşebbüs etmiş olsalardı, o değerli evlatlarımız bugün yaşıyor olabilirlerdi.”[85] Şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

 Milli yas ilan etmek için daha neyi bekliyorsun?

     İYİ Parti lideri Meral Akşener grup toplantısında Gara operasyonunda verdiğimiz şehitler ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; (17 Şubat 2021)

      “… Gara’da, lanet PKK’ya yönelik operasyon, milli bir meseledir. Başarılı operasyonların müjdesini kendi verip, felaketlerin açıklamasını, valilere, bakanlara havale etmek, algının yönetimidir.

    Siz, şehit anasını kongreye canlı bağlayıp, felaketten siyaset devşirme peşinde koşabilirsiniz. Biz koşmayız. Devleti idare edenler, terör örgütünün alıkoyduğu evlatlarımıza, ‘Esir’ diyemez. Esir, savaşta alınan tutsaktır. Türkiye savaşmıyor, terörle mücadele ediyor. Türkiye’ye afra tafra yapan Suud’ların kralı öldüğünde ilan ettiğin yası, evlatlarımıza neden çok görüyorsun? 

     Buradan Sayın Erdoğan’ı şiddetle uyarıyorum. Sen bu devleti, 83 milyon adına temsil ediyorsun. Milli bir acıya, milli yas ilan etmek için daha neyi bekliyorsun? Rengini, şehitlerimizin, o kahramanlarımızın kanından alan ay yıldızlı bayrağımızı, yarıya indirmemekle neyin hesabını yapıyorsun? Gara’da yaşananlar, senin için milli yas değilse nedir?  Kongre salonunda, yüreği yaralı anayı telefona bağlatıp, [86] ‘şeref dağıtmak’ değil, o anaların evlatlarını yaşatmaktır.[87] Demiştir. 

         

İYİ Parti lideri Meral Akşener

 Kimse hesap vermeyecek mi?

     13 asker, polis, sivil vatandaşlarımızın, Gara’da bir Mağara’da PKK teröristlerince katledilmeleri ile ilgili olarak, Sözcü Gazetesi’nin 18 Şubat 2021 tarihli nüshasında,  gazetenin yazarı İsmail Saymaz’ın,  “Kimse hesap vermeyecek mi?” Başlıklı köşe yazısında özetle; (18 Şubat 2021)

     “…Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Şubat’ta (2021) partisinin dört il olağan kongresinde canlı bağlantıya katılarak, iki gün sonraki (10 Şubat 2021)  ‘Millete Sesleniş’ konuşmasının izlenmesini istedi. Dedi ki:

      ‘İnşallah sizlere birçok güzellikleri (13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın kurtarılmasının müjdesi olmalı) orada takdim edeceğim.’

       Erdoğan, duyurduğunun aksine 10 Şubat 2021 günü bir açıklama yapmadı.

     Çünkü o gün (10 Şubat 2021) terör örgütü PKK’nın rehin tuttuğu 13 asker ve polisi kurtarabilmek için Irak’ın Gara bölgesine başlatılan operasyon başarısızlıkla sonuçlandı. Operasyona katılan üç askerimiz (yukarıda açıklanan 2 yüzbaşı bir astsubayımız)  de şehit düştü. PKK’lılar 13 rehineyi şehit etti. Altı yıldır kurtarılmayı bekleyen gencecik şehitlerimiz ve onların aileleri,  doyamadıkları evlatlarının cenazelerini teslim aldılar.

    Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiç böyle bir rehine kurtarma operasyonu yapmadığını belirtiyor. Bugüne kadar kimi siyasetçiler belli yöntemlerle rehineleri kurtardı. Örneğin, 1996’da Refah Partili Fethullah Erbaş, 8 askeri Irak’tan getirdi. BDP’liler (Barış Demokrasi Partisi) 2013’te 8, 2014’te iki askeri geri aldı. Acaba insan hakları örgütleri ve kimi siyasetçilerin girişimleri sonuç vermez miydi?

      Erdoğan (AKP’li Cumhurbaşkanı)  15 Şubat (2021) Rize Kongresinde, ‘Operasyonda (Gara Dağına) neticeyi alamadık.’  Dedi. O an şehit oğlu’nun  (Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci)  mezarında bulunan Ayşe Güler’i telefonla salona bağlattı. Şehit annesinin hıçkırıklarını tüm Türkiye dinledi.

       Silahsız insanları kurşuna dizebilen bir terör makinesinin böylesi riskli bir operasyonda, rehineleri o an infaz edebileceği öngörülemez miydi? PKK’nın elindeki 13 rehineyi kurtarmak için gidip 16 şehit  (2 Yüzbaşı ve 1 Astsubayımız) cenazesiyle dönmenin bir faturası olmayacak mı?

        Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz;

       ‘… Çok yüksek riskli bir operasyon kararı alınmakla başarısızlığa baştan yol açılmıştır. Çok zor bir arazi Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın dediği gibi Gara Operasyonunun bir ayağı değildir. Bu rehine kurtarma operasyonu çok önceden fırsat kollanmış ve iyi istihbarat alınmış. Ama başarılı olunamamıştır. Gizliliği ile ilgili sorunlar yaşanması başarı şansını düşürmüştür. Müjde, gelmeden verilmez. Operasyonu duyurduğunuz zaman riski arttırırsınız. Ya siyasi iradeye riskler anlatılmadı. Ya da anlatılmasına rağmen siyasi irade dinlemedi. Ben bu kararı (operasyon) vermezdim. En azından siyasi iradeye riski anlatırdım. Karara katılmadığımı söylerdim.’ demiştir.”   

   “Vurun emri” Karayılan’dan. Maksat devletle pazarlık yapmak, askerlerimizi kalkan olarak kullanmak  

   Sözcü Gazetesi’nin 19 Şubat 2021 tarihli nüshasında gazetenin yazarı Saygı Öztürk’ün, ‘vurun’ emri Karayılan’dan başlıklı köşe yazısında özetle; (19 Şubat 2021)

     “… Türkiye sınırına kuş uçumu 35 kilometre uzaklıkta bulunan Gara dağları, stratejik bir öneme sahip. Mesut Barzani’nin  (Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı) babası Molla Mustafa Barzani, Irak yönetimine karşı savaştığı dönemde Gara dağlarını, teröristlerin kullandığı mağaraları üs olarak kullanıyordu.  İçinde, yeni teknolojiye göre düzenlemeler yapılan mağaralara, son yıllarda PKK’lılar yerleşti.

     Gara dağında bir mağarada tutulan, güneş yüzü görmeyen 13 vatan evladı, hep kurtarılacakları günü bekledi. Aileleri bakanlara gitti, yardımcılarına gitti, muhalefet partilerine gitti. Hep, ‘sabır’ dediler. Ancak aylar, yıllar geçiyor somut bir gelişme olmuyordu. Aileler, ‘Evlatlarımız hiç değilse sağ. Bir gün kurtarılacaklar.’ Diye teselli ediliyordu. 

   Gara’ya bugüne kadar askerimiz sanki hiç gitmemiş gibi gösteriliyor. Ömrü operasyonlarda geçmiş bir komutan;

     ‘…Gara’ya çıkılmadı olur mu? Sadece ben en az 50 defa çıkmışımdır’ diyor. Gidilip bir ay Gara’da kalındığı yıllar bile olmuş.

      Dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Rasim Betir’in komutasında 1997 yılında

      Kuzey Irak Harekâtı başladı. 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Yaşar Büyükanıt, yardımcısı Tümgeneral Hurşit Tolon’du. Asayiş Kolordu Komutanı Altay Tokat, Jandarma Bölge Komutanı ve Diyarbakır Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Mehmet Çavdaroğlu’da operasyondaydı. Yaklaşık 10 bin asker bu harekâtta görev almıştı.

    Harekât kapsamında, 7. Kolordu Komutanlığı’na bağlı birlikler ve bir Zırhlı Tugay Gara dağının tepesine kadar çıktı. Bölücü terör örgütüne önemli kayıplar verdirildi. Kuşkusuz Devletimizin de kayıpları, şehitlerimiz oldu. Gara’da bulunan Saddam’ın sarayı da, askerlerimiz tarafından karargâh olarak kullanıldı.

     Bölücü terör örgütünün 6 yıldır elinde tuttuğu asker ve polisimizi bırakmamalarının nedeni, ‘Devletle pazarlık’,  operasyonlarda askerlerimize karşı ‘canlı kalkan’ olarak kullanmak istemeleridir.

    Kurtarma operasyonları ilk kez de yapılmıyor. Zaho’nun (Kuzey Irak. Türk hududuna yaklaşık 40 kilometre mesafede) Selamnişpala köyünde tutulan askerlerimiz sessiz - sedasız operasyonla kurtarılmıştı. Kaldur dağında, Sinaht’ta da kurtarma operasyonları başarıyla sonuçlanmıştı.

      Bölücü terör örgütü militanları kaçarken, kendileri için yük olacağı bildikleri asker ve polislerimizden kurtulmak ister. Bırakıp gitmekte işlerine gelmezdi. Şehit etmekle, Türkiye’nin böyle bir operasyonda başarılı olamadığı imajını da yaratmak istediler.

     Askerlerimizi hiç beklemedikleri bir anda karşılarında bulan PKK’lılar, o telaş içinde örgütün sözde cezaevi sorumlusuna, o da örgütün sözde cezaevi sorumlusuna, o da örgütün başı Murat Karayılan’a ulaştı. Emir, ‘Öldürün, kurtulmaya çalışın’ olduğu belirtiliyor. Örgüt, Kandil’den talimat almadan böyle bir eylem yapamaz. Yapabilmesi için ya önceden ‘Asla sağ teslim etmeyin’ ‘Olay anında talimatlandırılmış’ ya da kendi inisiyatifleriyle bu eylemi gerçekleştirmişlerdir. Sağ olarak ele geçirilen iki teröristten alınan ilk bilgiler, ‘Vurun’ emrinin Murat Karayılan üzerinden geldiği yolunda.”  [88] Şeklinde ifade edilmektedir.

           

PKK’nın elebaşısı kanlı katil Murat Karayılan. Arkada Gara Dağı

 HDP (Halkın Demokrasi Partisi), terör örgütünün partisidir

      İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı bir televizyon programında, Irak’ın kuzeyindeki Gara bölgesinde terör örgütü PKK’ya yönelik düzenlenen Pençe Kartal-2 Harekâtı, Gara operasyonu ve 13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın şehit edilmesinden sonra HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir’in Gara’ya gitmesi ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; (20 Şubat 2021)

       “… PKK’nın bütün akademileri bu bölgededir. Türkiye’deki terörist sayısı 300’ün altında. Bunlar kafalarını dahi çıkaramıyor. Terörist sayısı son 4 yılda % 88 düştü. Gara’da biz PKK’nın kalbine girdik. Hedefimiz terör örgütünün yuvalarını imha etmektir. Terör örgütü hangi alandaysa Türkiye orada oldu. Avrupa ve ABD’yi rahatsız eden bu Terör örgütünün siyasi kolu gibi temsil edilen bir partiden söz ediyoruz. Hâlâ Meclis’te. HDP (Halkın Demokrasi Partisi), terör örgütünün partisidir. Esas esir olan onlardır. Hepsi PKK’nın rehinesidir. Kişilikleri, kimlikleri esirdir. Ve zihnen kirletilmişlerdir.” [89] Demiştir.   

     İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Gara’ya gittiğini öne sürdüğü 3 dönem HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ise yaptığı açıklamada ise; (22 Şubat 2021)

     “… Bu ülkenin içişleri Bakanı güya bir kişinin anlatımlarına dayanarak ismimi veren bir açıklama yaptı. Bu bir koltuk kurtarma operasyonudur. İtibar suikastında bulundu. Söyledikleri yalandır. Bilgi belge vardır madem bunu açıklamak için neden Gara’yı bekledi. Ben Gara’ya gitmedim.” Demiştir. Öte yandan HDP’li Taşdemir’in, Gara’da olduğunu öne süren teröristin ifadeleri ortaya çıktı. [90]

         

HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir

         Kandil, Barzanilerin isteklerini reddedemezdi

      Sözcü Gazetesi’nin, 24 Şubat 2021 tarihli nüshasında, gazetenin yazarı Saygı Öztürk’ün, “Gara operasyonuna farklı bakış” başlıklı köşe yazısında, 1999 yılında, Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı bünyesinde kurulan birlikte daha önce Kuzey Irak’ta tim komutanlığı yapan bir komutanla yapılan röportajda, Komutan; (23 Şubat 2021) 

      “…Rehineleri sağ olarak almanın tek yolu, Mesut Barzani (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı / IKBYB)  ve Neçirvan Barzanilere (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı),  “Rehinelerimizi en geç bir hafta içinde Silopi’de veya Erbil’de bize teslim edecekseniz. Aksi takdirde bunun sonuçlarının ağır olacağı” söylenmeliydi. Barzaniler, rahatlıkla bu işi yapardı. Kandil (Irak’ta en büyük PKK kampı), Barzanilerin isteklerini reddedemez, aksi takdirde Irak’ın kuzeyinde de Kandil’de de Gara’da da yaşayamaz…

    Bu işi halen Irak’ta bulunan irtibat personelimiz bile rahatlıkla yapabilirdi. Ben, Duhok’da, onlardan bir çavuşumuzu böyle teslim almıştım. Bu yöntem neden uygulanmadı anlayamıyorum. Irak ve dolaysıyla özellikle de Barzaniler’in Türkiye’nin hoşgörüsü olmazsa yaşayamayacağı bir gerçektir.” Demiştir.

          Yapılan operasyon son derece yanlış

     KRT TV’de Şimdiki Zaman programında Sözcü Gazetesi Yazarı Uğur Dündar, Gara operasyonu hakkında yaptığı açıklamada; (24 Şubat 2021)

      “… Konuştuğum eski komutanlar yapılanın son derece yanlış olduğu görüşünde. Unutmayalım, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki özel kuvvetler, dünya ölçeğinde başarı sergileyen birimlerdir. Mesela FETÖ kumpasları sırasında gündeme gelen, Emekli Albay Levent Göktaş. [91] Paraşütçüdür, su altı komandosudur ve Kuzey Irak’ı avucunun içi gibi bilir çok büyük operasyonlara imza attı.

       3 adet ‘Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası” sahibi Albay Levent Göktaş, Kuzey Irak’ta operasyona gidiyor. Eksi 40 derecede donmuş bir dereyi geçerken buz kırılıyor ve dereye düşüyor. Tepesinde PKK’lı terörist, ‘şimdi bitirdim işini’ diyor. Tık sesi geliyor, komutan silahın ateş almadığını, tutukluk yaptığını anlar anlamaz ok gibi fırlıyor ve orada teröristin işini bitiriyor. Yani öyle kahramanlar var ki, sözcüklerle anlatamıyorum. Yeter ki bu iş onlara verilmiş olsaydı.”  [92] Şeklinde ifade etmiştir.

                  Emekli Albay Levent Göktaş

 Gara’nın bu hale gelmesinin sorumlusu ara verip operasyon yapmayanlardır

          Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, Tele-1 TV’de Gara operasyonu ile ilgili yaptığı konuşmada özetle; (24 Şubat 2021)

       “… Bu millete bir hatırlatma yapmamız gerekiyor. PKK’yı tanık, Türk Silahlı Kuvvetlerini sanık yapanlar, bugün bu topluma PKK ile mücadele dersi verebilir mi? Herkesin elini vicdanına koyup buna cevap vermesi lazım. PKK ile mücadeleyi bırakıp PKK ile müzakere edenler, genelkurmay başkanlarını, Kuvvet Komutanlarını terörist diye hapse atanlar, bugün topluma Gara operasyonu üzerinden vatan millet dersi vermeye kalkıyor.

     Çetin Doğan’ları (Emekli Orgeneral, eski 1.Ordu Komutanı), Engin Alan’ları (Emekli Korgeneral),  Hurşit Tolon’ları (Emekli Orgeneral, eski Ege ve 1.Ordu Komutanlığını yapmıştır.) esir edenler (Ergenekon ve Balyoz Davalarından) bugün rehine operasyonu üzerinden millete ve özellikle muhalefete kahramanlık dersi vermeye kalkıyor. Daha dün FETÖ’cü yü general yapıp, Kara Kuvvetleri istihbaratın başına koyanlar, bugün topluma askerlik harekâtı dersi verebilir mi? Bunun cevabı açılım denilen rezalet.

    Akiller heyeti kurup milleti kafalamaya çalıştıkları dönemde, gazilerin protez bacaklarına haciz gönderdikleri dönemde PKK’ya operasyon yapmadılar, engellediler. Çünkü açılım vardı.

      Biz 1995-1997 yıllarında çok ciddi sınır ötesi operasyonlar yaptık. Niye AKP döneminde kapsamlı harekâtlar yapılmadı? Yapmadığınız zaman, sahayı bıraktığınız zaman gelip Gara’ya yerleşiyorlar. Gara’nın bu hale gelmesinin sorumlusu ara verip operasyon yapmayanlardır.” [93] Şeklinde ifade etmiştir. 

         Gara’yı benim üzerime yıkmaya çalışıyorlar

     AKP’li Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, Gara’da şehit edilen 13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımızla ilgili olarak AKP Grubunda yaptığı açıklamada; (24 Şubat 2021)

      “… CHP’nin içinde demokrasi yoktur. CHP’nin içinde adalet yoktur. Irak’ın kuzeyinde bir mağarada infaz edilen 13 masum insanın başına gelen acı hadise bile, karşımızdaki kirli zihniyeti utandırmaya yetmemiştir. Çıkıyor, şu anda onu (şehit edilen 13 asker, polis ve sivil vatandaşımız)  bile benim üzerime yıkmaya çalışıyor. (anlaşılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu nu kastediyor.)

     Dağ taş demedik, Irak’ın kuzeyindeki mağaraları aradık. Bunlar utanmadan, ‘Bir şey olmaz, orada güvence altındalar.’ Dedi. Kim bunlar? CHP ve ortağı HDP (Halkın Demokrasi Partisi). Terör örgütünü ve siyasi uzantılarını korumak için bu katliamın suçunu bize yıkmaya kalkacak kadar alçaldılar, alçaklaştılar. Bunun sorumlusu Erdoğan’dır diyor. Ne yüzsüzsün sen, ne karaktersizsin. (anlaşılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu kastediyor.)  Bunların cibilliyeti bozuk” [94] Demiştir.

          

AKP’li Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan

              Sonuç olarak

     Başta ABD olmak üzere, Fransa, Rusya ve Avrupa Parlamentosu’nun bazı emperyalist devletleri, CIA gibi istihbarat elamanları ve ABD Başkanı Trump gibi devlet yetkilileri; ülkemizi dini ve etnik yönden ayrıştırmak, PKK/YPG’ye her türlü desteği vermek, ekonomimizi çökertmek, tehdit etmek… Atatürk gibi Türkiye Cumhuriyeti kurucularımızı Türk halkının nazarında itibarsızlaştırmak, bayrak, vatan ve ülke sevgisini yok etmek suretiyle Suriye ve Irak gibi parçalamak ve ülkemize hâkim olmak istemektedirler. 

       ABD askerlerinin, Temmuz 2003 tarihinde Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde 11 Türk askerimizin başına çuval geçirilmesi suretiyle, ABD, Ortadoğu’da hâkimiyetini perçinlemiş, bu suretle Türkiye ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölgedeki gücünü ve itibarını zayıflatmıştır. Ne yazık ki, AKP hükümeti ve onun lideri ile Milli Savunma Bakanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi, bu alçakla operasyona karşı yeterli tepkiyi veremedikleri değerlendirilmektedir.

       Türkiye’nin, Suriye ve onun devlet başkanı AKP hükümeti ve onun lideri Beşar Esad ile ilişkileri iyi olmasına ve Türkiye’ye karşı güney sınırımızdan herhangi bir saldırı olmamasına rağmen, AKP hükümeti ve onun liderinin… Suriye-Türkiye dış politikasında takip ettikleri yanlış politikalar ve siyaset diline uymayan açıklamaları (Suriye’de Emevi Camiinde namaz kılacağız gibi) yüzünden bugün güney sınırımız;  Suriye’den Türkiye’ye göç dalgaları ile bu bölgeye yerleşen ABD ve PKK’nın halen tehdidi altındadır.   

       AKP hükümeti ve onun lideri Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) lideri Mesud Barzani’ye gerekenin dışında itibar gösterilmektedir. Türkiye ve Türk düşmanı olarak değerlendirdiğim bu kişi, Türkiye’ye geldiğinde hava limanlarına Kürt bayrakları asılmıştır. Ayrıca, Papa Françesko’nun, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimini ziyareti sırasında, Mesud Barzani tarafından Papa Françesko için bastırılan puldaki haritada, Papa’nın siluetinin arkasında, Sivas’tan Kars’a, Hatay’dan Hakkâri’ye kadar olan bölge “Kürdistan Toprağı” olarak gösterilmiştir.

     Ülkemizin her türlü imkânlarından sonuna kadar istifade eden, başta HDP milletvekilleri olmak üzere bazı AKP hükümeti milletvekilleri ve yetkilileri tarafından, PKK ve onun bebek katili elebaşısı Abdullah Öcalan’a taviz verilmekte ve hoş görülmektedir. Ancak PKK’nı saldırıları halen devam etmekte ve şehitler verilmektedir.

      Ne yazık ki yukarıdaki Şehit Astsubay Semih Özbey’in mektubu cevapsız kalmıştır. Esir tutulan İsrail askeri için İsrail’in ve Türkiye’de tutuklu bulunan Rahip Brunson’un serbest bırakılması için ABD’nin Türkiye’ye yaptığı baskı sonucu serbest bırakılması gibi, güçlü, caydırıcı ve itibarlı devlet olsaydık bu rehin alınan asker ve polisimizi kurtarabilirdik. Ne yazık ki Gara’da yapılan kurtarma operasyonu başarısızlıkla sonuçlanmıştır. “Ben şu gün müjde vereceğim” dememeli, vatandaşlarımızın can güvenliği siyasete feda edilmemelidir. Ayrıca Bu operasyona Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığına  (JÖAK) ait unsurlar da katılmış mıdır? Katılmamışsa büyük bir ihmal var demektir.

        Gara dağına, 10 Şubat 2021 tarihinde PKK’ya karşı yapılan son operasyondan önce Türk Silahlı Kuvvetlerince Kuzey Irak’a ve Gara dağına defalarca operasyon yapıldığı bilinmektedir. 3 adet ‘Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası” sahibi Emekli Albay Levent Göktaş, Kuzey Irak’ta çok önemli operasyonlara katılmıştır. 

      Bölgenin ve Gara dağı ve mağaralarının durumu hakkında gerekli bilgi ve belgelerin, harekâtı müteakip sonuç raporlarının yeterli seviyede değerlendirilmediği, önceki yıllarda operasyonlar katılan kahraman Silahlı Kuvvetleri mensuplarının tecrübelerinden istifade edilmediği, geçmişte de kurtarma operasyonlara katılan ve halen sağ olan üst seviyedeki askeri personelinin de bu konularda açıklama yapmadıkları anlaşılmaktadır.

       PKK tarafından esir tutulan asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın kurtarılması için yapılacak operasyonlarda; operasyon için zaman verilmemeli ve çok gizli hareket edilmelidir. Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı, harekâtı gerçekleştirecek uygulayıcı birlik komutanı dışında kimsenin bilmemesi gerekir. Ayrıca operasyon yapacak birliğin büyük çapta olmasına da gerek yoktur. İnisiyatif sahibi birkaç timler halinde yapılması yeterlidir.  Gündüzleri hiç görünmemesi geceleri hedefe doğru yaklaşılması gerekir. Operasyon katılacakların, bölgenin yerel kıyafetlerini giymiş, yöre dilini kullanabilen,  dağda yaşamaya alıştırılmış personelden, seçilmelidir. PKK tarafından katledildilen13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın kurtarılması için yapılan bu son operasyon da bunların hangileri uygulanmıştır?

      Başbakan Bülent Ecevit zamanında, terörist başı Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999 günü Kenya’da yakalandığında, gizliliğe azami derecede riayet edilmiş, operasyon, çok az kişinin bilgisi dâhilinde yapılmış ve zamanın Genelkurmay Başkanlığı ile MİT mensupları arasında mükemmel bir uyum sağlanmıştır.   

        İnsan hakları örgütleri ile özellikle AKP ve diğer siyasi partilerde bulunan ve bulunmuş olan yöre insanı ve Kürt kimlikli milletvekilleri ve bakanların  (örneğin Abdulkadir Aksu gibi) girişimleri oldu mu? Olduysa niçin sonuç vermedi?

        TBMM’de gurubu bulunan halkımızın vergilerinden maaşlarını alan ve birçok imkânlara sahip olan HDP (Halkın Demokrasi Partisi) milletvekillerinin (17 Mart 2021 tarihi itibariyle 55 milletvekili) ise, terör örgütü PKK ile arasına mesafe koymamış, bir kısım milletvekili ise Kuzey Irak’ta olduğu gibi PKK kamplarında teröristlerin elebaşlarıyla birlikte olmuşlardır. Bu milletvekilleri, askerimizin, polisimizin ve günahsız sivil vatandaşlarımızın katledilmesine gereken tepkiyi göstermemiş ve teröristlere adeta arka çıkmışlardır. Ayrıca, PKK teröristleri tarafından şehit edilen asker ve polisimizin cenazelerine katılmamışlardır. PKK dağda HDP ise TBMM’de faaliyet göstermektedir. HDP hem siyasetini hem de varlığını PKK’ya borçlu olduğu anlaşılmaktadır.

         HDP (Halkın Demokrasi Partisi),  Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir’in Gara’ya gittiğini, HDP’nin terör örgütünün partisi olduğunu ifade eden İçişleri Bakanı Süleyman soyludur. 

     23 Haziran 2019’da tekrarlanan İstanbul yerel seçimleri öncesinde, bebek katili Abdullah Öcalan’ın mektubunun TRT’de okutulması, yine onun kardeşi azılı terörist Osman Öcalan’ın ise TRT’de konuşturulması, oy avcılığı peşinde olan AKP hükümetinin büyük günahı ve vicdansızlığıdır. PKK’ya büyük cesaret vermiştir. Gara’daki 13 asker, polis ve sivil vatandaşlarımızın PKK tarafından katledilmesinin cesareti; verilen bu tavizlerden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ise bundan bilgisinin olduğu düşünülmektedir. Çünkü ondan habersiz bu eli kanlı teröristleri TRT ekranına çıkaramazlardı.

        ABD, uzun süre ve halen Suriye ve Irak’ta PKK/YPG’ye TIR’lar dolusu silah, cephane, gıda maddeleri ile para yardımı yapmadı mı? “PYD (PKK’nın Suriye’deki uzantısı) bizim Suriye’deki kara kuvvetlerimizdir” demedi mi? PKK/YPG’ye her türlü desteği veren sözde demokrasi ve insan haklarının savunuculuğunu üstlenen ABD, 13 silahsız, suçsuz ve günahsız vatan evladımızın hunharca katledilmesinden sorumludur. 

       ABD, bu eli kanlı insanlıktan çıkmış terör örgütü PKK/YPG’ye silah, füze ve cephane vermese, katiller bu cinayeti işleyemezler. Bu konuda, AKP hükümeti de, ABD’ye karşı etkili olamadığı ayrıca Türk halkı tarafından da yeterli tepki verilmediği değerlendirilmektedir. 

 

 DİPNOTLAR :

[1] www.cihandura.com>makale>Amerika-baklayı-agzından-cık,

[2] www.sozcu.com.tr>Yazarlar>Sinan Meydan, tr.wikipedia.org>wiki>Samuel-P-Huntington, Odatv4.com>pentagon-referandumda-ne-diyor-cia-kimi-destekliyor-2403, 

[3] Paul Henze (1924-2011); 1970 ve 1980 arasında, ABD CIA’nın Türkiye Şefi. 12 Eylül (1980) darbesini ABD Başkanı Jimmy Carter’a “Bizim çocuklar başardı” diye haber eden kişi. 1980 darbesini planlayıp yürüten kişi. (Twitter.com>mustafa-guldag>status) 1974 yılında CHP ve Milli Selamet Partisi’nin koalisyon hükümetinin yönetimde olduğu dönemde, Ankara’ya CIA Türkiye büro şefi olarak geldi. Türkçe, Rusça, Fransızca ve Almancayı akıcı bir şekilde konuşuyordu. (t24.com.tr>Yaşam), www.milliyet.com.tr>Dünya, 

[4]  Abdullah Öcalan; (d.4 Nisan 1948, Şanlı Urfa/ Halfeti ilçesi Ömerli /Amara) köyü)), kısa adıyla Apo, Ömer ve Üveyş Öcalan’ın 7 çocuğundan ilki olarak doğdu.  Kendi söylemine göre annesi Türk, babası Kürt kökenlidir. 1974 yılında bir grup öğrenci ile birlikte Ankara Demokratik Yüksek Öğrenim Derneğini kurdu. Bu dernek, Güneydoğu Anadolu’ya taşınmış ve bölgedeki gençler arasında propaganda faaliyetlerinde bulunmuştur. Derneğin kurucuları arasında, şu an KCK Yürütme Kurulunda bulunan ve PKK’nın kurucu isimlerinden olan Cemil Bayık, Duran Kalkan, Rıza Altun, Mustafa Karasu, Kemal Pir, Mazlum Doğan, Haki Karer, Mehmet Hayri Durmuş gibi isimler bulunmaktaydı.

Abdullah Öcalan; 27 Kasım 1978 tarihinde Diyarbakır’ın Lice İlçesi Fis köyünde Kürdistan İşçi Partisi (PKK)’nin kurucuları arasında yer aldı. Toplantıya 22 kişi katıldı. Öcalan, 7 kişilik parti yönetiminin genel sekreteri ve lideri seçildi. Türk kolluk güçlerinin Mayıs 1979’da Elazığ’da PKK üyelerini tutuklaması üzerine Abdullah Öcalan, bir kaçakçının yardımıyla sınırı yürüyerek Temmuz 1979’da Suriye’ye geçti ve Ekim 1998’de Suriye Hükümeti tarafından sınır dışı edilene kadar, Avrupa’ya yaptığı iki kısa seyahat haricinde Suriye’de kaldı. 1980 yazında Öcalan, haber göndererek militanların Suriye’de kendisine katılmasını istedi ve örgütün eylemlerini buradan yönetmeye başladı.

PKK, Haziran 1981’de Türkiye’de 300 kişilik gücünü Suriye’nin kontrolü altında bulunan Lübnan’a çekti. Öcalan’a göre 1994’e kadar 15 binden fazla PKK mensubu Filistin’de tahsis edilen kamplarda eğitim görmüştür. Öcalan, 1990’larda PKK’yı, Doğu ve Güneydoğu dışında, ülke genelinde yayarak büyük şehirlerde de silahlı eylemler yapmaya yönlendirdi.  Komünist/sosyalist çizgide bağımsız Kürdistan kurmayı hedeflemişti. Abdullah Öcalan, 21 Mart 1992’de kutlanacak Nevruz için Kürtlere ayaklanma çağrısı yapmış, Cizre, Şırnak, Nusaybin, Van ve Yüksekova’da çok sayıda şiddet olayı yaşanmıştır.

 Türk Hükümetine karşı 1984’ten beri isyan eden ve Avrupa Birliği, NATO, ABD ile Türkiye gibi çeşitli devlet ve kuruluşlar tarafından bir terör örgütü olarak kabul edilen yasa dışı ayrılıkçı silahlı örgüt PKK’nın kurucu lideri.  1978’den yakalandığı 1999 yılına kadar, lideri olduğu PKK tarafından gerçekleştirilen şiddet içeren olaylar sonunda 4.472 sivil, 3.874 asker, 1.225 köy koruyucusu ve 247 polis hayatını kaybetmiş; 6.036 silahlı saldırı, 3. 071 bombalı saldırı, 388 silahlı soygun gerçekleşmiş ve 1.046 insan kaçırılmıştır. Öcalan, bu yaşananların PKK tarafından yürütülen silahlı mücadelenin bir parçası olduğunu, bu saldırıların kendi emri doğrultusunda gerçekleştirildiğini ve bunları gerçekleştiren örgütün birinci derecede sorumlusunun kendisi olduğunu açıklamıştır. 

 İnsan Hakları İzleme Örgütü, 1992 ve 1995 yılları arasında, Öcalan’ın yönettiği PKK tarafından çoğunluğu devlet memuru, öğretmen ve sivil olmak üzere en az 768 kişinin yargısız şekilde infaz edilerek öldürüldüğüne… Ve aynı zaman aralığı içerisinde örgütün gerillaları tarafından gerçekleştirilen 25 farklı katliamda 39 kadın ve 76 çocuk dâhil 360 sivilin katledildiğine inanmaktadır. Düzinelerce Kürt köylü, Öcalan’ın emriyle işbirlikçi veya muhbir oldukları şüphesiyle kaçırılmış ve öldürülmüştür.

1995 ve 1996 yılları arasında, örgütün çoğunlukla kadınlardan oluşan “İntihar timleri” tarafından Türkiye genelinde 21 farklı intihar saldırısı gerçekleştirilmiştir.  1980’li yıllardan 1998 yılına kadar PKK mensupları tarafından özellikle sivillere ve esirlere karşı işlenen insan hakları ihlallerini kınayan Uluslararası Af Örgütü; işlenen bu suçlardan dolayı Abdullah Öcalan’ın, adil bir şekilde yargılanmasını istemiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü de insanlığa karşı suç işlediği düşünülen Öcalan’ın sığınma talebinin hiçbir ülke tarafından kabul edilmemesini istemiştir.

Terörist başı Abdullah Öcalan, yakalandığı zaman sivillere karşı yapılan eylemleri desteklemediğini beyan etmesine rağmen, yakalanmadan önce sivillere yönelik yapılan hiçbir saldırıyı kamuoyunun önünde yazılı veya sözlü olarak kınamamış hatta 1995 ve 1996 yıllarında örgütün yurt içi ve yurt dışındaki belirli sivil hedeflere yönelik bombalı saldırıları yoğunlaştırması gerekliliğini belirtmiştir.

  31 Mayıs 1999 tarihinde hapsedildiği İmralı adasında yargılanmasına başlanan Abdullah Öcalan, mahkemede yaptığı savunmasında özetle;

“…PKK’yı kendisinin kurduğunu, örgütü sevk ve idare ettiğini, yakalandığı ana kadar örgütün kendisinin liderliği ve komutası altında faaliyetlerini sürdürdüğünü.” İtiraf etmiştir. 29 Haziran 1999’da yapılan son duruşmada Ankara 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından, kurduğu silahlı örgütü PKK’yı, aldığı karalar ve verdiği emir ve talimatlarla sevk ve idare ederek, devletin hâkimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemleri gerçekleştirdiği sabit görüldü. Abdullah Öcalan, oybirliği ile idama mahkûm edildi. Karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından da onandı.

 Mahkemenin gerekçeli kararında, Öcalan’ın, eylemlerinin şiddeti, yoğunluğu ve sürekliliği ve içinde bebek, çocuk, ihtiyar ve kadınların da bulunduğu binlerce insanın öldürülmüş olması ve ülke genelinde ciddi tehlike oluşturması nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 59. maddesinde düzenlenen cezai sorumluluğu kaldıran veya azaltan nedenlerden yararlandırılmasının uygun görülmediği açıklandı. Mahkemenin verdiği idam kararı, Yargıtay tarafından 25 Kasım 1999 tarihinde onandı. Ağustos 2002’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde idam cezasını kaldırması sebebiyle cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi. Günümüzde İmralı Cezaevinde yatmaktadır.(tr.wikipedia.org>wiki>Abdullah-Öcalan),

[5] www.hurriyet.com.tr>Gündem,

[6] Celal Talabani; Irak’ta Saddam’dan sonra Arap olmayan eski ilk cumhurbaşkanı ve Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı.

[7] https://odatv.com/mukavemet.

[8] https://facebook.com/notası, https://www.youtube.com,  

[9] Condoleezza Rice (14 Kasım 1954 ); 2001-2005 yılları arasında ABD’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı. Eski ABD Başkanı Bush döneminin 2005-2009 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanı. Ocak 2009’da yerini Hillary Clinton’a bıraktı.  6 Şubat 2005’te Türkiye’yi ziyaret etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara Esenboğa Havalimanı şeref salonunda yaklaşık 45 dakika görüştü. Görüşmenin ardından açıklama yapan Başbakan Erdoğan, Rice ile Afganistan, Irak, Ortadoğu ve Kıbrıs konusunu görüştüklerini ifade etmiştir. Rice, 2003’teki Irak işgali ya da 2001’deki Afganistan işgalinin, bu ülkelere demokrasi getirme amaçlı yapılmadığını söyledi. Ayrıca, ABD’nin Irak işgali ile ilgili olarak “Biz Irak’a demokrasiyi getirmek için değil, Saddam Hüseyin’i devirmek için gittik” açıklamasında bulunmuştur. (arşiv.ntv.com.tr>news), (tr.wikipedia.org>wiki>Condoleezza-Rice),(tr.spuniknews.com>Ortadoğu>201…294-eski-abd-disisleri),  

[10] www.mepanews.com>2003’tyazılan-bir-makale-ortadoğuda-22-ulkenin, www.cumhuriyet.com.tr>Yazarlar>Işık kansu,

[11] www.haberturk.com>Gündem, tgb.gen.tr>serbest-kursu>dunyanin-en-buyuk-haydut-devleti-abd-30791,

[12] Sözcü Gazetesi; 23 Şubat 2020, s. 10, gazetenin yazarı Aytunç Erkin’in, “2009:Obamayı yönlendirdi” başlıklı köşe yazısı,

[13] tr.sputniknews.com>columnist>201…174-dsg-isid-snrasi, Sözcü Gazetesi; 10 Eylül 2019, s. 12, Gazetenin yazarı, Aytunç Erkin’in, “YPG sınırımızda…” başlıklı köşe yazısı,

[14] www.dw.com>türk-dışişlerinden-pompeonun-kürt-açıklamasına-yanıt,

[15] tr.sputniknews.com>201…638-trump-turkiye-kurtler-ekonomi, 

[16] www.yenişafak.com>Dünya Haberleri, www.polemikhaber.com>dünya>son-dakika-abdden-ypgpkknin-isgalinde, Sözcü Gazetesi; 3 Nisan 2019, s. 13,

[17] www.sabah.com.tr>Gündem, www.dw.com>macrondan-pydye-aktif-destek, Sözcü Gazetesi; 20 Nisan 2019, s. 15,

[18] Şahin Cilo; Kod adı Ferhat Abdi Şahin veya Mazlum Kobani, 1967 Suriye Afrin doğumlu. 28 Ekim 2015’ten bu yana Türk İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan “en çok aranan teröristler listesi” nin kırmızı kategorisinde 9’uncu sırada yer almakta. Bakanlık bu kategoride yer alan Şahin Cilo için 4 milyon liraya kadar para ödülü verileceğini de açıklamıştı. Şahin Cilo, 1990 yılında, PKK terör örgütüne katıldı. Terörist başı Abdullah Öcalan’ın Suriye’deki karargâhına idari işlerde görev aldı. 2005’te terör örgütünün yürütme kurulu üyesi oldu. 2009-2012 arasında ise sözde Halk Savunma Güçleri (HPG) özel kuvvetler sorumluluğunu üslendi.  2009’dan 2012’ye kadar Türk asker, polis ve sivil halkın şehit edilmesinde önemli rolü var! PKK tarafından 2012’de Suriye’ye gönderilen Şahin Cilo, ABD’lilerin koruması altında.

    Açık kaynaklara yansıyan bilgilere göre, 25 Nisan 2017’de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Irak’taki Sincar Dağları ve Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan Karaçok Dağı’nda bulunan PKK hedeflerine yönelik hava harekâtı düzenlendi. ŞAHİN Cilo, Karaçok bölgesinde jetler tarafından bombalanan hedeflerin olduğu bölgeyi ziyaret eden ve incelemelerde bulunan ABD Özel Harekât subaylarının da bulunduğu ekipte yer aldı.

    5 Mart 2018’de ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü Albay Robert Manning, Şahin Cilo hakkında “… DEAŞ’ tan (IŞİD) kurtarılan bölgelerde General Mazlum’ desteklemeye devam edeceğiz.”  İfadelerini kullanmıştır. (Sözcü Gazetesi; 11 Ağustos 2019, s.12, gazetenin yazarı Aytunç Erkin’in köşe yazısı) 

[19] www.habernediyor.com>dünya>abd-li-generalden-skandal-teröristle-gör, Sözcü Gazetesi; 23 Temmuz 2019, s. 12,

[20] Sözcü Gazetesi; 12 Temmuz 2020, s. 13,

[21] www.aa.com.tr>dunya>guvenli-bölge-konusunda-henüs-anlasma-yok, Sözcü Gazetesi; 2 Ağustos 2019,

[22] Sözcü Gazetesi; 14 Ağustos 2019, s. 11, Gazetenin yazarı Saygı Öztürk’ün köşe yazısı,

[23] Sözcü Gazetesi; 8 Ekim 2019, s. 11,

[24] www.birgün.net>Güncel,

[25] tr.sputniknews.com>abd>201…038-trumptan-dsg-konutan, Sözcü Gazetesi; 31 Ekim 2019, s. 10, www.birgün.net>Dünya,

[26] www.hurriyet.com.tr>Yazarlar>Sedat Ergin,

[27] Tr.euronews.com>Haber>Dünya, www.internethaber.com>Dünya,

[28] www.aa.com.tr>dunya>fransanin-abnin-terör-listesindeki-pkk-ya-bitmeyen,

[29] tr.euronews.com>Haber>Dünya, Sözcü Gazetesi; 26 Şubat 2020, s. 4, gazetenin yazarı Uğur Dündar’ın, Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile yaptığı “Türkiye’nin, İdlib cehenneminden çıkmasının yolu” başlıklı röportajı, www.haberler.com>Dünya,

[30] www.indyturk.com>node, www.hurriyet.com.tr>yazarlar>Sedat Ergin, Sözcü gazetesi; 28-29 Şubat 2020, s.10-11,

[31] www.dw.com>abdden-türkiyenin-terörizmin-finansmanı-suçlamasına-yanıt, Sözcü Gazetesi; 19 Ağustos 2020, s. 14, www.haber7.com>Dünya,

[32] www.bbc.com>turce>haberler-dunya-54076311, www.haber7.com>Dünya, Sözcü Gazetesi; 1 Eylül 2020, s. 14,

[33] www.cumhuriyet.com.tr>Türkiye Haberleri, www.cnnturk.com>Dünya,

[34] www.hurriyet.com.tr>Gündem,

[35] https://www.sozcu.com.tr>Gündem,

[36]Avrupa Parlamentosu (AP); Avrupa Birliği’ne üye 27 devletin toplamda 705 temsilcisinden oluşuyor. Avrupa Birliği kurumları içinde doğrudan halk tarafından seçilen tek organdır. Avrupa Birliği ülkelerinin vatandaşları olan Avrupa vatandaşları, 5 yılda bir yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanır. Avrupa Parlamentosu, 7 siyasi parti grubu ve bağımsız üyelerden oluşmaktadır. Faaliyetlerini Strasburg, Lüksemburg ve Brüksel’de yürütüyor. Avrupa Birliğinde yaşayan 450 milyon nüfusu temsil eder ve temel işlevi bir siyasi güç olarak topluluk politikalarının hazırlanması için gereken kararları üretmektir. Genel Merkezi; Bürüksel ve Belçika. Kuruluş tarihi: 10 Eylül 1952, Avrupa.  (www.ab.gov.tr.), (tr.wikipedia.org>wiki>Avrupa-Parlamentosu),  

[37] www.belemturktv.com>avrupa-parlamentosu-suriyede-turkiyeyi-isgalci, www.aa.com.tr>politika>sentop-avrupa-parlamentosunun-son-kararinde, Sözcü Gazetesi; 13 Mart 2021, s. 15,

[38] www.cumhuriyet.com.tr>Dunya haberleri, www.ensonhaber.com>Gündem haberler,  Sözcü Gazetesi; 29 Mart 2021, s. 14,

[39] www.gazetevatan.com>Gündem>haber, https://www.youtube.com.

[40] www.bbc.com>turkce>haberler>2009/10>091019-pkk-habur,

[41] www.cnnturk.com>Türkiye,

[42] www.milliyet.com.tr>Siyaset, www.hurriyet.com.tr>Dünya, haber.sol.org.tr>devlet-ve-siyaset>erdogan-pkk-ile-hukumet-degil-devlet,

[43] Tr-tr.facebook.com>posts>pkkya-katılan-çocuklar-benim-canım-ciğerim, Sözcü Gazetesi; 8 Eylül 2019, Gazetenin yazarı Yılmaz Özdil’in, “Kaftancıoğlu” başlıklı köşe yazısı, www.gazeteduvar.com.tr.>Politika,

[44] www.milliyet.com.tr>Siyaset,

[45] t24.com.tr>Gündem,

[46] www.hurriyet.com.tr>Gündem,

[47] Prof. Dr. Baskın Oran; (D. 26 Temmuz 1945, İzmir), Türk siyasetçi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi, 1968 yılında bitirdiği Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde 1969 yılında asistan oldu. 1971 yılında uzaklaştırıldığı okuluna 1972 yılında Danıştay kararıyla geri döndü. 1982’de yardımcı doçent iken okuldan tekrar uzaklaştırıldı. 1990’da mahkeme kararıyla bir kez daha okuldaki görevine iade edildi. 1991’de doçent, 1997’de Uluslararası İlişkiler alanında profesör oldu. 2006-2007 dönemi başında öğretim üyesi görevinden emekliye ayrılmıştır. Emekliliğin ardından Ankara Üniversitesi’nde ders vermeye devem etmektedir. 15 Aralık 2008 tarihinde Ahmet İnsel, Ali Bayramoğlu ve Cengiz Aktar ile birlikte “Ermenilerden Özür Diliyoruz” kampanyasına öncülük etmiştir. Bu kampanya ile ilgili yabancı gazetelere “1923’ten beri beynimizi yıkıyorlar”, “bu kadar cehalet, bilgisizlik eğitim sistemimizden gelmektedir.” Diyebilmiştir. (tr.wikipedia.org>wiki>Baskın-Oran, )

[48] www.haberturk.com>haber>836608-yuzume-karşi-kibarca-hain-diyorlar, www.yenicaggaetesi.com.tr>,

[49] www.cumhuriyet.com.tr>Türkiye Haberleri, www.haberalp.com> www.ilkehaber.com>haber>metiner-pkknin-demokratik-ozerklik-icin-sil, www.ensonhaber.com>biyografi>mehmet-metiner-kimdir-2015-01-25,

[50] Odatv4.com>valilerimize-operasyon-yapmayın-talimati-vermiştik-160915,

[51] www.sozcu.com.tr>Gündem,

[52] www.haber3.com>Gündem, www.sarizeybekhaber.com.te>ocalan-ve-pkk-hakkindeki-dum-ne-dediler-se,

[53] T24.com.tr>Gündem, www.milliyet.com.tr>Gündem,

[54] Odatv4.com>artik-pkk-bayragi-tasimak-ocalan-posteri-asmak-suc-olmaktan, www.facebook.com>Cepni.Oğuzlar>videos>bülent-arınç-pkk-bayrağını,

 [55] Odatv4.com>ocalani-takdirle-karsiliyorum-3.005.141.200, www.cumhuriyet.com.tr>Siyaset Haberleri,

[56] www.hurriyet.com.tr>Gündem, Onedio.com>gündem,

[57] www.ajiazeera.com.tr>haber>ocalan-sureci-daha-dogru-okuyor, www.haberler.com>Güncel,

[58] Etyen Mahçupyan; (D. 9 Mart 1950, İstanbul), Türkiye Ermeni’si. Gazeteci ve yazar. 1950’de İstanbul’da Katolik Ermeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.  1968’de Robert Koleji’nde lise eğitimini tamamlayan Mahçupyan, 1972’de Boğaziçi Üniversitesi’nden kimya mühendisi olarak mezun oldu ve aynı üniversitede işletme alanındaki yüksek lisansını 1974’te tamamladı. (Boğaziçi Üniversitesindeki öğrenci ve akademisyenlerin haklı taleplerine sesi çıktı mı? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisi Ermeni olmasına rağmen kendisine bu imkânları sağlamış. Yazıklar olsun) Ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin iktisat bölümünde, 1977-1980 yılları arasında araştırma görevlisi olarak görev yaptı. 1980-1996 yılları arasında şirketlerde üst düzey yöneticilik ve kendi kurduğu şirketlerde de iş adamlığı yaptı. 1997’de Radikal gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Mayıs 2001’de Zaman gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.  2007 yılında “Agop” gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi üzerine “Agop” gazetesinin genel yayın yönetmenliği görevini üstlenmiştir. Etyen Mahçupyan, “Barış Süreci” döneminde 3 Nisan 2013 tarihinde “Akil İnsanlar” heyetinde yer aldı. Ekim 2014’te Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başdanışmanlığını yaptı. 25 Aralık 2019 tarihi itibariyle Gelecek Partisi Araştırma, Geliştirme ve Bilişim Başkanı olarak partinin genel başkan yardımcısı. (tr.wikipedia.org>wiki>Etyen-Mahçupyan) (www.karar.com>Güncel), (www.hurriyet.com.tr>haberleri>etyen-mahcupyan), 

[59] www.hurriyet.com.tr>Gündem, www.sozcu.com.tr>Gündem, www.haberturk.com>Gündem,

[60] Orhan Miroğlu; (d.1953; Mardin, Midyat)  Kürt asıllı, 1980 senesinde Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünden mezun oldu. Bir senelik öğretmenlik görevinde bulundu. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra tutuklanarak Devlet Güvenlik Mahkemesine çıkarıldı. Türkiye Kürdistan Sosyalist Partisi davasından 15 yıl mahkûmiyet cezasına çaptırıldı. Diyarbakır ceza evine gönderildi. 1988 yılında cezaevinden tahliye oldu. 1995 senesine kadar siyasi yasaklıydı. 1999 yılından bu yana önce HADEP, DEHAP ve Demokratik Toplum Partisi  (DTP) Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Radikal iki, Ülkede Özgür Gündem, Özgür Politika ve Birgün ve Taraf Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. 22 Temmuz 2007 Genel seçimlerde Demokratik Toplum Partisinde Mersin milletvekili adayı oldu. 7 Haziran 2015 Genel seçimlerinde AK Parti Mardin Milletvekili seçilmiştir.(tr.wikipedia.org>wiki>Orhan-Miroğlu),

[61] www.sozcu.com.tr>Gündem, www.ntv.com.tr>Türkiye Haberleri, odatv4.com>pkk-terör-orgutu-değil-diyen-akpli-orhan-miroğlu-konuştu,

 [62] https://www.sozcu.com.tr>Gündem,

[63] https://www.karar.com>Güncel>Politika, https://www.youtube.com/watch?v=TtJLhiD_nbY, Sözcü Gazetesi; 22 Haziran 2019, s.5, Emin Çölaşan’ın “Son sığınak Apo!” başlıklı köşe yazısı, Yeniçağ; 24 Haziran 2019, s. 5,

[64] https://odatv.com/ocalanin-mektubunu-tasiyan-docent-programi-boyle-terk-etti-2106, Sözcü Gazetesi; 22 Haziran 2019, s. 12, www.cumhuriyet.com.tr/Yinelenecek_istanbul_secimine_uc_gun_kala_Ocalan_ile,

[65] Sözcü Gazetesi; 23 Haziran 2019, s. 10,

[66] https://onedio.com/osman-ocalan-trt-ye-roportaj-verip-ekrem-imamoğlu-nu-elestirdi, https://www.yenicaggazetesi.com.tr>Siyaset, https:www.sozcu.com.tr>Gündem, Sözcü Gazetesi; 27 Haziran 2019, s.10, E. Albay Erdal Sarızeybek’in, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e verdiği röportaj,

[67] https://onedio.com/erdogan­-ben­-osman-ocalan-in-kirmizi-bultenle-arandigini-bilmihttps://www.youtube.com/watch?v=kuFBooHvimo,  https://www.yenicağgazetesi.com.tr>Siyaset, https://www.yenicaggazetesi.com.tr>Siyaset, www.cumhuriyet.com.tr/CHP-MİT-Mustesarlığı-na-TRT-Genel-Muduru-nu-on, Sözcü Gazetesi; 28 Haziran 2019, s. 5, Emin Çölaşan’ın “Umutları Öcalan biraderler idi!” başlıklı köşe yazısı,

[68] Sözcü Gazetesi; 13 Eylül 2019, s. 12,

[69] www.cumhuriyet.com.tr>haber>chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroğlu-g, Sözcü Gazetesi; 4 Mart 2020, s. 10, https:www.milliyet.com.tr>Siyaset, https://www.mynet.com>kemal-kilicdaroglu-haber-listesi,

[70] Gara Bölgesi; (Türkiye sınırına yaklaşık 40 km. Hem PKK için koridor görevi görüyor hem de Türkiye’nin Sincar ve Musul’a açılan kapısı niteliğinde )

[71] https://www.ntv.com.tr>Türkiye Haberler, https:www.hurriyet.com.tr>Gündem, Sözcü Gazetesi; 11 Şubat 2021, s.12, Sözcü Gazetesi; 12 Şubat 2021, s. 14, www.ntv.com.tr>Türkiye haberleri,

[72] www.bbc.com>turkce>haberler-turkiye-56072873, Sözcü Gazetesi; 16 Şubat 2021, s. 11,

[73] Cuma Biliki; Şırnak’ın Silopi İlçesine bağlı Ballıkaya Köyü nüfusuna kayıtlı. Örgüt içinde yaptığı sivil katliamlarla bilinen Cuma Biliki, 25 yıldan beri Siirt - Şırnak Kuzey Irak bölgelerinde asker, polis, korucu, sivil olmak üzere 167 şehidimizin katili olarak aranmaktadır.

[74] Terörist Kamuran Ataman (Sorej kod adlı) Beytüşşebap 1986 doğumlu PKK/KCK Terör Örgütü mensubu; Terör örgütü PKK’nın Gara’da sığınak ve cezaevi olarak kullandığı mağarada 13 vatandaşımızı şehit eden Sorej kod adlı Kamuran Ataman’ın, turuncu listede arandığı,  2004 yılında katıldığı terör örgütü PKK içinde faaliyet gösterirken, 2013 yılında Suriye’ye geçerek, PYD/YPG tarafından tek taraflı ilan edilen Cezire kantonunda hareketli taburda sözde tabur komutanı olarak görev yaptığı, örgütün sözde Türkiye sorumlusu İsa Akyüz ile yakın ilişki kurduğu ortaya çıkmıştır.

   Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, terörist Kamuran Ataman’ın, 2017’de önce Hakkâri iline bağlı Beytüşşebap ilçesi bölgesinde birçok katliama katıldığını ve buradan bir şekilde kaçarak Kuzeydoğu Suriye’deki Kamışlı Derik’te 2017-2018 yıllarında sözde cephe sorumlusu olarak görev yaptığını, teröristtin hastalandığı ya da yaralandığı için Derik’ten Gara’ya gönderildiğini söyledi. Bakan Akar, operasyon sırasında teslim olan teröristin ifadesine göre, sözde mağara sorumlusu olan terörist Kamuran Ataman’ın, 13 vatandaşımızın şehit edilmesinden sorumlu olduğunu ifade etmiştir. (www.cnnturk.com>türkiye), ( (Sözcü Gazetesi; 17 Şubat 2021, s. 11),

[75] www.cnnturk.com>haberleri>gara, www.cnnturk.com>Türkiye, www.aa.com.tr>turkiye>terör-orgutunun-garada-alikoydugu-13-vatandaş, www.akdeniztelgraf.com>haber>garada-teslim-olan-2-pkk-mensubunun, www.haberturk.com>Gündem>Güvenlik, Sözcü Gazetesi; 24 Şubat 2021, s. 15,

[76] Abdulkadir Zenger Hilvan - 1971 doğumlu PKK/KCK terör örgüt mensubu; Terörist Abdulkadir Zenger de PKK’nın Komuta Konseyi üyesi ve aynı zamanda terör örgütünün Gara Özel Güç yapılanmasının tepe noktasındaki isimlerinden birisi. 28 yıldan beri terör örgütünün dağ kadrosunda çok sayıda kanlı eylemlerini emrini vermiştir. Son olarak Mardin’in Nusaybin İlçesi kırsalındaki Bagok Dağında bölge sorumlusu iken 2011 yılında Mit Bölge Başkanlığında görevli Rıfat Ün ile Merkez Karakol Komutanı Astsubay Oktay Aydoğan’ı araç içerisinde trafik ışıklarında çapraz ateşe alınarak şehit edildikleri hain saldırının talimatını vermişti.

[77] www.sabah.com.tr>Gündem,

[78] www.bbc.com>turkce>haberler-turkiye-56060642, www.ntv.com.tr>TürkiyeHaberleri, www.gazeteteduvar.com.tr>Gündem, Gazeteci Murat Yetkin’in, 15 Şubat 2021 tarihli “Gara’da 13 tutsak şehit: neler oldu?” başlıklı yazısı (Yetkin Report)

[79] Sözcü Gazetesi; 16 Şubat 2021, s. 10,

[80] Sözcü Gazetesi; 17 Şubat 2021, s. 11,

[81] Sözcü Gazetesi; 16 Şubat 2021, s. 10,

[82] Sözcü Gazetesi; 16 Şubat 2021, gazetenin yazarı Saygı Öztürk’ün, “Gara şehidi astsubayın yürek yakan mektubu” başlıklı köşe yazısı, www.gunboyugazetesi.com.tr,

[83]Hwww.cumhuriyet.com.tr>Türkiye Haberleri,

[84] www.dunya.com>Gündem, www.haberturk.com>Gündem>Politika, www.yenicaggazetesi.com.tr, Sözcü Gazetesi; 24 Şubat 2021, s. 11,

[85] Sözcü Gazetesi; 18 Şubat 2021, s. 11,

[86] Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, partisinin Rize’de il kongresinde Gara şehidi Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci’nin Eskişehir’de bulunan annesi Ayşe Güler hanıma telefonla bağlandı; “Şehidimiz de sevgili peygamberimizin inşallah komşusu olarak bir anneye böyle bir şeref nasip olmaz. Ama siz bu şerefi yakaladınız.” Diyen Erdoğan’a şehit annesi; ”Ben sana emanet etmiştim” diye cevap verdi. Erdoğan da buna karşılık “Hiç merak etmeyin, emanetiniz emanetimizdir.” İfadelerini kullanmıştır. (www.sozcu.tr>Gündem), (Onedio.com>Video),

[87] www.hurriyet.com.tr>gündem, www.azonceoldu.com>Foto Galeri, Sözcü Gazetesi; 18 Şubat 2021, s. 10, www.birgun.net>Siyaset,

[88] www.memurlar.net>haber>13-vatandaşimizin-sehit-edildiği-magaradaki,

[89] www.bbc.com>turkce>haberler-turkiye-56145204, Sözcü Gazetesi; 21 Şubat 2021, s. 4

[90] www.cumhuriyet.com.tr>Siyaset Haberler, www.cnnturk.com>Türkiye, Sözcü Gazetesi; 22 Şubat 2021, s. 10,

[91] Emekli Albay Levent Göktaş; Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalıştığı dönemde, PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması ve Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinde görev aldı. Genelkurmay Başkanlığına bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı bünyesindeki Muharebe Arama Kurtarma Birliği’nde Alay Komutanlığı görevinde bulundu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 3 adet cesaret ve feragat madalyasına sahip olan tek kişidir. 2004’te askerlikten emekli olduktan sonra serbest avukatlık yapmaya başladı. 7 Ocak 2009’da Ergenekon soruşturmasının 10. Dalga operasyonunda gözaltına alındı ve birkaç gün sonra “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklandı.  Suçlamaları reddetti. 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 20 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

            Özel Yetkili mahkemelerin kaldırılmasının, tutuklulukla azami sürenin 5 yıla inmesinin ve Ergenekon mahkemesinin gerekçeli kararını yazmamasına dair Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararının ardından 10 Mart 2014 tarihinde tahliye edildi.  Hakkındaki kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi 21 Nisan 2016’da, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararı bozdu. Emekli Albay Levent Göktaş, Rusça, İngilizce, Arapça ve Kürtçe bilmektedir. (tr.wikipedia.org>wiki>Mustafa Levent-Göktaş), 

[92] Sözcü Gazetesi; 25 Şubat 2021, s. 11,

[93] Sözcü Gazetesi; 25 Şubat 2021, s. 11,

[94] www.ntv.com.tr>Türkiye Haberleri, www.cnnturk.com>Türkiye, Sözcü Gazetesi; 25 Şubat 2021, s. 11,